Hayrettin Karaman Yeni Şafak Gazetesi

İslâm Hukuku’nun değeri ve öğretimi

İslâm Hukuku ifadesi “fıkh”ın bir kısmını karşılıyor. Bir İslâmî ilim dalı olarak fıkıh Müslümanların doğumdan ölüme kadar Müslümanca yaşayabilmek için...

27 Aralık 2018 | 433 okunma

İslâm Hukuku ifadesi “fıkh”ın bir kısmını karşılıyor. Bir İslâmî ilim dalı olarak fıkıh Müslümanların doğumdan ölüme kadar Müslümanca yaşayabilmek için muhtaç oldukları din bilgisini ihtiva ediyor. Bu bilginin içinde başta iman ve ahlâk konuları da var iken ihtiyaca binaen zaman içinde onlar ayrı ilim dalları olarak ele alınıyor ve fıkıh, “ibadet, hukuk, kısmen siyaset, iktisat, sosyoloji” konularını içine alıyor. Batı’nın etkisiyle İslâm toplumunun yaşadığı değişim fıkhı da etkiliyor, bu defa onun içinden hukuk, iktisat, siyaset ve sosyoloji de ayrılarak ayrı ayrı ilim dalları haline geliyor. Bugün özel öğretim faaliyetlerinde klasik fıkıh muhtevası yine klasik fıkıh kitaplarından okutuluyor. İlâhiyat fakültelerinde ise iman, ibadet, ahlak, sosyoloji ayrı bilim dalları olarak ele alınıyor, fıkhın hukuk muhtevası da “İslâm Hukuku” adıyla inceleniyor ve tedris ediliyor.

Bayramı yapılan Cumhuriyet devrimi yalnızca Meşrutiyet’i Cumhuriyet’le değiştirmedi, Cumhuriyet’in laik-demokratik olanını tercih ederek dünya hayatının (bu meyanda hukuk, siyaset, ekonomi, sosyoloji vb.lerinin) din ile alakalarını kesmeyi ilke olarak benimsedi. Uygulama bakımından ayırmakla yetinmedi, asırlarca bu toplumun hukuki hayatına ve hukuk ilmine yön vermiş olan bir hukuk sisteminin öğretilmesini de engelledi. Yalnızca engellemekle de yetinmedi, bu hukuku itibarsızlaştırmak için ajanlarına propagandalar yaptırdı. Modern üniversitelerde fıkhın alt bölümlerine tekâbul eden bilim dallarını tahsil eden çocuklarımız mesela Roma Hukuku’nu, Kara Avrupası Hukuku’nun kaynakları arasındadır diye okudular ve öğrendiler de asırlarca toplumumuzun uyguladığı bir hukuku hiç okumadılar, yalnızca hocaları yeri geldikçe “o şöyle ilkeldi, kötüydü, bu şu kadar modern ve iyi” kabilinden propagandalar yaptılar.

Elin oğluna gelelim:

Bizde bu devrimler olup giderken 1937 yılında Lahey’de Uluslararası İslâm Hukuku Haftası yapılıyor ve bu hafta içinde Müslüman olan ve olmayan hukuk ilmi adamları tebliğler sunuyor, müzakereler yapıyorlar. Alınan kararlar mahiyetinde olan sonuç bildirisinde şu maddelere yer veriliyor:

1. İslâm Hukuku yaşayan bir hukuktur,

2. İslâm Hukuku, Roma veya bir başka hukukun kopyası değildir, farklı ve orijinal bir hukuktur,

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Niçin Diyanet 28 Nisan 2024 | 2.906 Okunma Tebliğ mi temsil mi? 21 Nisan 2024 | 299 Okunma Birkaç soru ve cevap 14 Nisan 2024 | 552 Okunma Gösteriş ve istismar 07 Nisan 2024 | 369 Okunma Ağır ve yüz kızartıcı suçlara bile verilen ceza böyle oldukça 31 Mart 2024 | 609 Okunma