Hayrettin Karaman Yeni Şafak Gazetesi

Diyanet, ictihad ve reform

İl Müftüleri İstişare Toplantısı sonunda açıklanan bildiriyi tahlile devam ediyoruz. Bugünkü yazıya uzunca bir alıntı ile başlıyorum; çünkü bu konu son günlerin gündemini haylice...

30 Mart 2018 | 656 okunma

İl Müftüleri İstişare Toplantısı sonunda açıklanan bildiriyi tahlile devam ediyoruz.

Bugünkü yazıya uzunca bir alıntı ile başlıyorum; çünkü bu konu son günlerin gündemini haylice meşgul etti, Diyanet’in tavrı hakkında da ileri geri konuşuldu, yazıldı.

Bildiri (dolayısıyla Diyanet) diyor ki:

“İslam, bütün insanlığın huzur ve mutluluğu için gönderilmiş, kıyamete kadar baki kalacak hak dindir. İslam’ın zaman ve mekâna göre değişmeyen, başta tevhid olmak üzere inanç ve ibadet esaslarına dair sabiteleri; varoluşa, insana, hayata, çevreye dair evrensel ilkeleri ve ahlaki değerleri vardır. Bununla birlikte İslam âlimleri bireysel ve toplumsal hayatın değişen ve gelişen ihtiyaçlarına yönelik yine Kitap ve Sünnete dayanan bir Fıkıh Usulü geliştirmişlerdir. Böylece İslam’ın temel ilkelerinin, dünya görüşünün ve adaleti esas alan toplumsal hayat idealinin dinamikliğini sağlamayı hedeflemişlerdir./Dinin değişmez sabiteleri dışında kalan ve ictihadın mümkün olduğu alana dâhil olan bazı fıkhî hükümleri, değişen şartlara göre güncellemek, dinde reform yapmak anlamına gelmemektedir. Aslında bu davranış, İslam’ın evrensel hakikatlerini, onların özüne dokunmadan her çağa ve topluma aktarmak ve vahyin ışığında hayata rehberlik etmek demektir. Kesin ve açık bir nassın olduğu yerde ictihad edilemeyeceği gibi, böyle bir nassın olmadığı konularda zamanın değişmesine bağlı olarak hükümlerin de değişebileceği malumdur. Bu anlayış çerçevesinde Din İşleri Yüksek Kurulumuz, İslam’ın sabiteleri ile birlikte hayatın gerçeklikleri ve değişkenlerini de dikkate alarak dinî bilgi üretmektedir.”

Diyanet sözkonusu olduğunda öküzün altında buzağı arayanlar yakın geçmişte, Cuma hutbelerinin sonunda “Allah’a göre din elbette İslam’dır” mealindeki âyetin okunmamasını bahane ederek saldırmışlardı. Dedikoduyu kesmek için sanırım karar ile yeniden okunmaya başlandı. Hutbe baştan sona İslam’ı anlatıyor, İslam’ın kitabından ve sevgili Peygamberimiz’den (s.a.) nakillere yapıyor, başka dinden, başka “kutsal denilen kitaptan” nakil yapmıyor, bütün bunlar Diyanet’in İslam’ı tek hak din olarak kabul ettiğine yetmiyor da bir o cümle mi Diyanet’i temize çıkarıyordu. Her neyse, bildirideki şu cümle de kötü niyetlilere bir cevap olsa gerektir:

“İslam, bütün insanlığın huzur ve mutluluğu için gönderilmiş, kıyamete kadar baki kalacak hak dindir…”

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İslâm’da kadının değeri üzerine 05 Mayıs 2024 | 498 Okunma Niçin Diyanet 28 Nisan 2024 | 2.921 Okunma Tebliğ mi temsil mi? 21 Nisan 2024 | 300 Okunma Birkaç soru ve cevap 14 Nisan 2024 | 553 Okunma Gösteriş ve istismar 07 Nisan 2024 | 371 Okunma