Hayrettin Karaman Yeni Şafak Gazetesi

Arap Baharı, İhvan ve Batı

Arap Baharı adı verilen hareketi Müslüman Kardeşler (İhvan) hareketi olarak değerlendirmek doğru olmaz, ama bu hareketi destekleyen, başarılı olduğu takdirde iktidara gelecek olan İslâmî hareketin Mısır’da...

18 Nisan 2019 | 411 okunma

Arap Baharı adı verilen hareketi Müslüman Kardeşler (İhvan) hareketi olarak değerlendirmek doğru olmaz, ama bu hareketi destekleyen, başarılı olduğu takdirde iktidara gelecek olan İslâmî hareketin Mısır’da olduğu gibi İhvan olduğu da inkar edilemez.

Arap Baharı hareketini baştan beri imkanlarımın elverdiği ölçüde takip ediyorum, İhvan hakkında da yeterli bilgiye sahip olduğumu düşünüyorum. Bu hareketin İslâmî ve yerli olup olmadığı konusunda baştan beri farklı görüşler ve değerlendirmeler vardır, bu “kafa karışıklığı veya karıştırıcılığı” bugün de devam ediyor. Benim kanâatim şudur:

Arap Baharı, diktatör, despot ve dine uzak yönetimler altında maddi ve manevî olarak bunalmış, daralmış, bıçağın kemiğe dayandığı kerteye gelmiş toplulukların isyan hareketidir ve hedefi, çoğunluğu teşkil ettiği ve daha örgütlü olduğu için Müslüman halkın iman ve değerleriyle devrede olduğu yönetimlerin iktidara gelmesidir. İşte bu yüzden ABD, İsrail, Batı, Rusya ve benzerleri bu harekete karşı çıkmışlar, daha önce sözde karşı çıktıkları totaliter yönetimleri destekleyerek, askeri darbelere arka çıkarak bu hareketi kışa çevirmek istemişlerdir.

Buraya kadar yazdıklarıma farklı görüş ve değerlendirmelerden örnekler sunacağım:

Bir internet haber kanalında 22 Mayıs 2012 tarihli bir yazıda “Arap Baharı İslami Devrim Değil” başlıklı şu değerlendirme naklediliyor

Fransız İslamolog ve siyaset bilimci yazar Olivier Roy’un ‘Arap Baharı’ hakkında yazdığı ‘İslami Bir Devrim Değil’ başlıklı çarpıcı makalesi Ortadoğu’da yaşanan bu gelişmelerle kendinden geçen İslamcı düşünürlerin içler acısı halini anlamamıza yardımcı oluyor. Roy, Arap Baharı isyanlarının laiklik istemese de laik bir hareket olduğunu savunduğu yazıda, göstericilerin İslami sloganlar atmaması ve İslami taleplerde bulunmamasını ‘İslami devlet ütopyası’nın son bulmasına bağlıyor. Yazarın dikkat çektiği bir diğer konu da İslamcıların burjuvalaşması, demokratik sistemlere entegre olması ve alternatif bir ekonomik modeli savunmamaları. Bütün bunların yanı sıra yazar ‘yine de İslam’la işimiz henüz bitmedi’ diye ekliyor.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Niçin Diyanet 28 Nisan 2024 | 2.917 Okunma Tebliğ mi temsil mi? 21 Nisan 2024 | 299 Okunma Birkaç soru ve cevap 14 Nisan 2024 | 552 Okunma Gösteriş ve istismar 07 Nisan 2024 | 370 Okunma Ağır ve yüz kızartıcı suçlara bile verilen ceza böyle oldukça 31 Mart 2024 | 611 Okunma