Atatürk 31 Temmuz 1920'de Türk ordusunun önemi hakkında şunları
ifade etmişti: “Her durumda ordu düşmanlarımızın birinci saldırı
hedefi oldu. Orduyu yok etmek için mutlaka subayları mahvetmek,
aşağılamak lazımdır. Buna da teşebbüs ettiler. Bundan sonra milleti
koyun sürüsü gibi boğazlamakta engel ve zorluk kalmaz.” (Atatürk'ün
Bütün Eserleri, c.9, sayfa 113)
15 Temmuz için hazırlanan afişlerdeki ağlayan asker resmi bize
Gazi'nin bu sözünü hatırlattı.
Resmin orijinali Körfez Savaşı sırasında ölen arkadaşına ağlayan
ABD'li askere ait... Fotomontaj ile 15 Temmuz afişindeki askerin
yüzü olarak bu ABD'li askerin yüzü kullanılmış.
15 Temmuz darbe kalkışmasına karışan FETÖ yanlısı askerleri temsil
ettiğini düşündüğümüz bu afiş, esasen millet ile askeri karşı
karşıya getiriyor.
Darbe kalkışmasının hemen ardından kaleme aldığımız makalelerde,
demokrasinin zaferi olan bu olayda, kalkışmaya karışan askerler ile
Türk ordusunun iyi ayırt edilmesi gerektiğini vurgulamıştık.
Yani bugünün ve geleceğin teminatı kahraman Türk ordusunu, milleti
ve devleti satan asker künyeli FETÖ'cülerle karıştırmamak, milletin
nezdinde ayırt etmek gerekiyor.
Benim askerliğim dönemimde ziyaretime gelen büyük bir Allah dostu
zat, ordumuz hakkında bana, "Evlat, eğer asker ocağı olmasa,
namazımızı kılamayız, bayrağımız gökte dalgalanamaz, evlerimizde
huzur içinde yaşayamayız” demişti.
Çok doğru bir tespit… Türk askerine bakışımı sağlamlaştıran ölçü de
bu söz olmuştur.
Bu sebeple iktidarın Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ayakta tutan
sacayaklardan biri olan orduya sahip çıkması gerekiyor.