Gelenekselleşen İcmal Kampı beklediğimizin de üzerinde bir ilgi
ile gerçekleşti.
Laz'ın, Çerkez'in, Arap'ın tek yürek tek bilek olduğu görüntüler
bizlere Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bölünmez bütünlüğünü
hatırlattı.
Yapılan üç oturumda konuşmacılar özellikle Mustafa Kemal merkezli
konulara temas ettiler. Milli Ekonomi Modeli'nin uluslararası
uygulanma örneklerini anlattılar. Ehl-i Beyt'e değindiler.
Benim ve kadromun farkı da burada ortaya çıkıyor.
Bağımsız Türkiye Partisi'nin siyaset anlayışı; ötekileştirmeden
'bir yapmak', kavgadan uzak bir anlayışla yanlışları ikaz etmek,
hiçbir siyaside görmediğimiz şekilde çözümü ortaya koymak ve dış
mihrakların hesapları uğruna halka empoze ettikleri yanlışları
düzeltmek üzerine bina edildi.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu Atatürk'ün Ehl-i Beyt
soyundan olduğunu anlatmamız belki de bunların en önemlisi.
Zira Sabiha Gökçen Hanım'ın anılarından anladığımız kadarıyla
Atatürk hakkında halka söylenen 'dinsizdir' yalanı, daha Ata henüz
hayatta iken başlamış.
Küçük Sabiha, "Benim yanımda öyle bir Allah derdi ki, kimse onun
gibi diyemez... Ben o zaman anladım ki, onun hakkında denilenlerin
aslı yoktur” şeklinde ifade ediyor
anılarında.
Atatürk, ana ve baba tarafından Ehl-i Beyt soyundan... Hafız ve
İslam dini konusunda son derece bilgili bir insan.