"Bağımsızlık benim karakterimdir" diyen Atatürk'ün evlatları 15
Temmuz 2016 günü maruz kaldıkları darbe kalkışmasını canları
pahasına engellediler.
Kurtuluş Savaşı’nı vermiş bu büyük millet, kendini işgale
hazırlananların önünü kesti, millet egemenliğinin ne olduğunu
dünyaya gösterdi. Sivil iradeye karşı yapılmak istenen darbe
kalkışması, milletin bir ve beraber hareket etmesi ile
engellenmiştir.
1998 senesinde o dönemin Papa'sına yazdıkları diyalog mektubundan
beri ben ve kadrom FETÖ ile mücadele ediyoruz. Bürokrasiye, orduya,
devlet kademelerine sızan bu örgütün 15 Temmuz benzeri bir kalkışma
ile devletimize kast edeceğini bildiğimiz için yılmadan, önlerini
kesmek için uğraştık.
O dönemde bizleri, "Hoca'yı kıskanıyorlar, cemaat taassubu
yapıyorlar" diyerek, dikkate almayanlar, kalkışma sonrasında
bizimle bir ağız FETÖ'yü eleştirmeye
başladılar.
Keşke 20 yıldır söylediklerimiz dinlense idi, inanın bugün
kalkışmayı konuşmazdık.
Bir daha böyle acı olaylar yaşamak istemiyorsak, devlet-millet
kaynaşması içinde bir ve beraber yaşamaya, dış güçlerin desteği ile
içimizde oluşacak şer odaklarını, büyümeden yok etmeye
mecburuz.
Demokrasinin bir yanı halkın yönetime dahil olması ise diğer yanı
da devlet otoritesinin devamının sağlanacağı yöntemlerin hayata
geçirilmesidir.
15 Temmuz demokrasinin zaferidir ve demokrasinin devamı
şarttır.