Balkonun kapısını açtım...
Mevsimleri umursamayan, kışı çoktan unutmuş bir
güneşin ışığı hızla içeri daldı...
Sardunyalar kararsız; güçlenip serpilseler mi yoksa böyle cılız ve
kuru holleriyle biraz daha bekleseler mi, bilemiyorlar.
Kedim onunla birlikte dışarıda oturmamı istiyor ama yazımı yazmam
gerek...
Yiyip içtiklerimiz üzerinden usul usul
dönüştürüldüğümüzden söz edeceğim...
Doğru düzgün farkına bile varmadan değişiyor olmamızdan...
Tatsız tuzsuz bir yazı olacak, anlayacağınız...
***
"2030'da et yenmeyecek" demiş ya küreselcilerin
hoparlörü Bill Gates...
Zaten "yiyememeye" başladık...
Hemen aklınıza pahalılık gelecek, oysa olay bu kadar basit
değil.
Saman altından su yürüten bir süreç var ve
üzerinde durmaktan kaçınıyoruz.
***
Kiminle konuşsam...
"Hangi eti yesem ağır geliyor" diyor.
Haklılar.
Ben de epeydir (kokoreç yemenin haylaz hazları bir yana) vejetaryen
gibiyim...
Soruyorum: Nasıl becerildi bu iş?