Söz çoktan bitmişti aslında...
Ama iki minik torba şeker ve un için 12 km yalınayak yürüyüp yardım
noktasına varan, yardımı alınca edebinden görevlinin elini öpmeyi
ihmal etmeyen Gazzeli Amir'i geri dönüp
evine giderken siyonist işgalciler
sırtından vurdular ya...
Duygular, düşünceler, gelecek tasarıları...
Hepsi bitti.
Öyle yaralıyız ki, "uluslararası
ilişkiler" veya "Müslüman
dünyanın birliği" türünden söylevler çare
olamaz.
Geçiniz!
*** Yine
yapıyorsa, tabiat yapıyor
güzelliği...
Tam klavye başına oturmuşken, önce ağaç dalları kıpırdandı,
yapraklar hışırdadı...