Haşmet Babaoğlu Sabah Gazetesi

Güneşli bir öğle, dalgakıranda...

Üzerinden kaç yıl geçti ama hâlâ durup hatırladığımda içim hem ürperiyor, hem de ısınıyor.  Güneşli bir nisan öğlesiydi...  Turizme bulaşmamış bir...

28 Mart 2015 | 50 okunma

Üzerinden kaç yıl geçti ama hâlâ durup hatırladığımda içim hem ürperiyor, hem de ısınıyor. 
Güneşli bir nisan öğlesiydi... 
Turizme bulaşmamış bir balıkçı kasabasında mola vermiş, kahvesinde çay yudumlamış, kedilerini sevmiştik. 
Görünmez bir el beni tuttu; dalgakırana doğru götürüp üzeri çivili tahtaya dönmüş beton zemine yatırdı. 
Bir yandan da kulağıma fısıldıyordu: "Kıpırdama, kalbini aç ve hissettiğin ne varsa, hakkını ver!" 
Karnı acıkan arkadaşlarımın yola çıkma çağrısına kulaklarımı tıkadım. 
O anda hiçbir şeyi tüketmek istemiyordum. 
Tersine... 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Geçen yüzyıla bakmak... Ama nasıl? 02 Mayıs 2024 | 139 Okunma Çocuklar bizden ne öğreniyor? 30 Nisan 2024 | 218 Okunma Soykırımı değil, kendi baş ağrılarını durdurmak istiyorlar 29 Nisan 2024 | 430 Okunma Güllerin içinden geçmeyen yollar 28 Nisan 2024 | 73 Okunma Haftanın Notları: Uygarlığın köpek dişleri 27 Nisan 2024 | 95 Okunma