Yüksek ökçeli kadın ayakkabıları ve deri şortlu sahne
şovlarından kamuflaj giysili savaş kahramanlığına (!)
sıçratılan Zelensky...
Devlet uçaklarına binerken merdivenlerden kayan, basın
toplantılarında ne dediğini unutan ve gücü hakkında türlü şüpheler
uyandıran bir Başkan olmaktan, Batı'nın liderliğine soyunmaya
itilen Biden...
Cılız bir gizli servis memuru fiziğinden Sibirya'nın buzlu
sularında yıkanan kaslı bir lidere dönüşmüşken birdenbire fena
halde asabi ve içine kapanık bir diktatör olarak resmedilmeye
başlanan Putin...
Dahası var...
"Centilmen"lerin ülkesini yöneten köy
ağası Boris Johnson...
"Artiz"likleri artık baygınlık veren Macron...
Medya sahnelerinin siyasal aktörleri bunlar işte!
Her gün ekranlardan bu adamların samimiyetleri silinmiş,
imajları şişirilmiş görüntüleri akıyor....
Bir sözleri, diğerini tutmayan adamlar...
Sanki bir el bu şovu özellikle dizayn ediyor, öyle ki şu
kriz döneminde kitlelere zerre güven vermesinler...
Öyle ki onları her gördüğümüzde "şunların devri bir
an önce gelip geçsin!" diye dua edilsin...
Bizim hani "vesayet dönemi" dediğimiz dönemlerde
içeride yaşadıklarımızdan çok tanıdık bir
rüzgar bu...
Darbeciler çok sever bu siyasetçiler üzerinden siyaseti küçük
düşürme numaralarını...
Ne yapar, eder bulurlar böyle tipleri...
Ve işte şimdi bu rüzgar bütün dünyada esiyor.***
Pandemi, Ukrayna savaşı, bitmek bilmeyecek enflasyon, iklim
tantanası, gıda tedarik zincirinin bozulması...
Ve şu devasa kriz tablosunun orta yerinde...
Siyasetçileri geçtim, doğrudan siyasetin bütün biçimlerinin
"yetersizlik" izlenimi doğurmaya başlaması manidar değil mi?
Böyle giderse...
Yarın öbür gün, sistemin dışından sisteme yapılacak
bir müdahale haklı görünecek. (Aslında bunu pandemide
yaptılar ama kitleleri öyle korkuttular ki, DSÖ'nün
"vesayet rejimini" kimse tam olarak idrak edemedi.)
O halde soruyorum...
Sırada ne var?
Sınırların, ihtiyaçların, üretim
biçimlerinin üzerinde bir global vesayet mi?