İskele tarafında rüzgâr sert esiyor, o yüzden
Kanlıca'daki kahvenin yola bakan kısmında
oturuyorum...
Mayıs demeye bin şahit gerek, öyle nemli bir soğuk.
Sade kahve iyi gelecek...
Tam o sırada insanı "bahar" mevsiminden soğutan
şarkılar ve patırtılarla CHP'nin minibüsü geçiyor.
Sırf tatsız bir sembolleştirmeye kurban gitti diye,
gökkuşağının lafını etmez olduk.
Oysa nasıl güzel ve iç açıcıdır semada gökkuşağına tanık
olmak...
Şimdi baharlardan söz etmeyi de siyasete mi kaptıracağız?
Çok fena olmaz mı?
*** Yahya
Kemal'in yazdıkları geliyor aklıma...
Boğaz köylerini (hâlâ köy demeye uygundur bazıları, bilhassa
Kanlıca) eylülde severdi...
Kanlıca'dan Çubuklu'ya doğru gezintiye...