Birlikte uzun uzun susalım, demişti;
çok konuşuyoruz...
Sonra zeytin siyahı, ürkek gözlerini denize çevirmişti kız.
Dalyan sahilindeydiler.
Dalyan o zamanlar çok tenhaydı. Ne spor kıyafetler giyinip koşmak
biliniyordu, ne de kimselerin bu kadar çok bisikleti vardı...
Kayaların üzerine oturup denize ayaklarını sallandırmanın yeterince
güzel olduğu yıllardı...
Ayaklarındaki çakma Converse'ler suya değdi değecekti. Delikanlı
kızın elini usulca tutup "Neden konuşmayalım?" diye sormuştu
gülümseyerek; "hem sen gevezenin tekisin!"
Kız kimbilir hangi kitapta okuyup zihnine kazıdığı cümleyle
cevaplamıştı: "Bizi sessizliklerimiz
tanıştıracak."
*** Rüyadan birdenbire bu hatırayı dirilterek...