O şakşakçılara takıldım. İzlerken onlar adına utandım. Genel
başkanları savaştan, tecavüzden, açlıktan canını zor kurtarıp bu
ülkeye sığınmış Suriyelilere "defol" deyinceayağa kalkıp hararetle
alkışlayanlardan söz ediyorum.
Koskoca adamlar, kadınlar, laci takımlar, mizanplili saçlar
ırkçılığı...
Nasıl bir ruhsa, nasıl bir ahlaksa, sorulunca da sular seller
gibi hümanist nutuklar atarlar!
İnsanın canını sıkan bu takımın halleri...
Yoksa Kılıçdaroğlu'nun Suriyeli mülteciler hakkındaki
sözlerini tartışsak ne olur!
"Suriyeli kardeşlerimizi geri göndereceğiz" deyip kendisini
dinleyenleri zalim heyecanlara sürükledikten hemen sonra
"yüreğimizde insan sevgisi var" diyebilen biri
nihayetinde...
"Bak bu sana oy kazandırır!" denilen hangi fikir varsa, hepsine
açık bir megafon artık.
Tutarlılık deseniz, zaten hiç olmamıştı.
Gelelim, Gezi döneminde göklere çıkartılan Y Kuşağı'nın derin
sefaletine...
Ne zaman Suriyeli mülteciler konusu açılsa, bu gençlerin
içinden minik Hitlerler fışkırıyor.
Hani "çok zeki, fazlasıyla sorgulayıcı ve samimi"ydi bu
kuşak?
Üstüne üstlük solcu ve demokrat oldukları da
söyleniyordu.
Şimdi hepsi sarışın mavi gözlü olmayan bütün yabancılara ve
elbette özellikle Suriyelilere duydukları nefreti pislik bir
dille, küfür kıyamet halde sosyal medyaya
boşaltıyorlar.