Gözlerimiz kamaşıyor, zihnimiz bulanıyor. Belki bu yüzden
sevmeye kokularla başlamak daha doğrudur... Burnumuz
güvenilirdir.
Şehirde ıhlamur, kırda iğde kokularıyla başlayabiliriz mesela...
Sevilen bir boynun kuytusuyla ya da...
Itır... Sen ondan uzak durursan, o da senden uzak durur. Hatta
cılız, tatsız tuzsuz bir bitki sanır, fena yanılırsın!
Dokunman gerek. O zaman parmaklarından başlayarak önünde cennet
bahçeleri açılır.
Sardunya... Yaz akşamüstleri. Sabır.
Sadakat. Şükür. Uzaklardan bir yerden kalkıp gelen ve çölleri
hatırlatan toz bulutu.
Gün batımları...
Her seferinde buna şahit olmasak da biri söylese, hangimiz inanır
mavi ile bakır renginin muazzam aşkına? Ve akşamın bu aşkın üzerine
yavaş yavaş lacivert örtüsünü serişi... Mucize gibidir.
Oysa hep oradalar. Hele bu mevsim her gün tekrarlanıyorlar. Durup
baksak, göreceğiz.