Pazar notları:
Gün her seferinde lütuf olarak doğuyor. Fakat akşamlar... "Akşamlar alışkanlıkla geliyor." (Christian Bobin, Eksik Parça)
***
Bir şehri, bir semti, bir evi sevip sevemeyeceğiniz birkaç akşam
geçirdikten sonra belli olur. Akşamın o ilk saatleri kritiktir!
Karanlık indiğinde içiniz de kararmıyorsa, devam edebilirsiniz.
Sonra gecenin gücü akşamın melankolisini bastırır ve her şey ağır
ağır yerli yerine oturur.
***
Gecenin koynuna girdiğinde içi ışıl ışıl olan ben...
***
Belki de Leyla'sının ( "zifiri gece") peşinde mecnunum
ben...
***
Geceyi "kendinle baş başa kalmak" sananlar var. Başlangıçta öyle
sanılır. Oysa geceyi sevip sevişmek aslında "kendinden bile
gitmek"tir. Belki "gecenin bize bir ayet kılınışı" da bundan sonra
anlaşılır.
***
Ama zaman akıp geçtikçe; uzun yıllar geride bırakılıp yaşlar üst
üste bindikçe, gün doğumları başka bir anlam kazanıyor. Hiçbir
sabahı kaçırmak istemiyorsun. Yeni doğmuş bebeğinin üzerine titrer
gibi kucaklıyorsun güneşi.
***