Düz gidebilmek için ara ara direksiyonu sağa sola oynatmak
gerekiyor...
Bir Doğu yönüne Bir Batı yönüne doğru...
Ve hızlı hareketlerle...
Türkiye bunu yapmaya çalışıyor; yapıyor.
Lakin kavşağa yaklaşıyoruz.
Rusya, Ukrayna'da geri adım atmayacak, belli oluyor.
Türkiye için ise artık NATO üyesi olma gerçeği daha ağır
basıyor.
Malum dış politika sık sık çöpe atmak içindir.
Üç, dört yıldır gittiğimiz yol
birden "eskilerde" kalabilir.
Birinci notum bu...
21. yüzyıl, Çin yüzyılı diyoruz.
Fakat bu ülke bizim gözümüzde birkaç yıl önce kazandığı önemini
kaybedebilir, bilmem bunun farkında mıyız?
Mevlüt Çavuşoğlu uçağa atladı, dört saatliğine görüşme yapmak için
Çin'e gitti, aynı hızla döndü.
Görüşmenin detaylarına dikkat edince ilişkilerimizdeki
havanın da döndüğünü anlamak mümkün; yani ortalık
serin!
Bu arada Çin Dışişleri Bakanı, Katar hariç Körfez ülkeleri ve İran
Dışişleri Bakanlarıyla da hızlı bir görüşme turu çevirdi.
Durup ne oluyor diye sormak gerek...
Daha doğrusu, "Körfez petrolü nereye gidecek?" diye
sormalı?
ABD'nin hem dengesiz Ortadoğu politikası, hem de Körfez petrolünü
artık "bir tarafı"na takmayışı Suudileri ve BAE'yi çok rahatsız
ediyor.
Sonunda Çin'e yâr olurlar mı?
Kesin olan şu: Bütün bunlar bizi de derinden etkileyecek
ve son üçdört yıldır izlediğimiz
politikaları dönüştürecek.
Ya Pakistan?
Kalpten bağlı olduğumuz Pakistan'ın hızla Çin'e
teslim olmaya başlamasına ne demeli?
ABD, Hindistan'a yaklaştıkça Pakistan da ejderhanın
kollarına doğru sokuluyor.
Bunlar da diğer notlarım...
Bundan sonrası nasıl gelecek?
Cevapları aramadan önce şunları kaydedelim...
ABD bize yanaşıyor mu?
Belki ama müttefikleri için ABD'nin güvenilirliğini kaybettiğini
küçük çocuklar bile biliyor.
Rusya'ya gelince, sıcak savaşı geçtim ama artık buz gibi "soğuk
savaş" dengesi üretmeyi istediği ve Sovyetik hinterlandını
pekiştireceği açık.