Bilmem nedendir son günlerde yeni bir haber ortalığa yavaş yavaş
saçılmaya başladı. Abdülkadir Selvi'nin yazısında sezdirdiğine göre
Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı adaylığına şimdi daha yakın
duruyormuş.
Aday olabilirmiş.
Bunun için çeşitli formüller üstünde çalışılıyormuş.
Spekülasyonlarla hiç işim olmaz.
Onlarla işim olmadığı gibi Akparti'den Kılıçdaroğlu'na yönelen
'aday ol' çağrıları da merakımı celp etmiyor. Yani, 'ince
politika', 'taktikler' de ilgimin dışında.
Öte yandan Kılıçdaroğlu'nun adaylığıyla yakından ilgiliyim. Çünkü
bu adaylık hem Türkiye'deki Cumhur-Başkanlığı sistemiyle ilişkili
hem de CHP'nin, ana muhalefet partisinin, siyasal pozisyonu
hakkında ciddi bir gösterge. Açayım.
Kılıçdaroğlu'nda şimdi adaylık yönünde bir düşünce oluşmuşsa
(ki, açıklayacağım nedenlerden ötürü tam da böyle, bu doğrultuda
düşünmelidir) bu, aradan geçen zamanda yeni sistemi biraz daha iyi
anladığını gösterir.
Gerçekten de mevcut sistem parti genel başkanlarının CB adayı
olmasına dönüktür. Neticede parti genel başkanı aday olacak,
seçilirse partinin parlamento grubu kendisini destekleyecek, o da
parlamento dışı kişilerden bir kabine oluşturacak.
Sistemin özü budur. Beğeniriz beğenmeyiz.
O ayrı bir mesele. Ayrıca şu ana kadar CHP'den veya bir başka
partiden seçim kazanmaları halinde referanduma götürüp anayasayı 15
Nisan günkü statüsüne iade edeceklerine dair tek kelime
duymadık.
Demektir ki, sistemi benimsemişlerdir.
O takdirde gereğini yapacaklardır.
Buradaki hassas nokta şudur. Mevcut durumda parti 'bir tek seçim'
kazanmıyor.
İdeal durumda iki seçim kazanıyor: hem genel başkanını CB
seçtiriyor hem de parlamentoda sayı üstünlüğü elde ediyor. Yani,
kamuoyuna bir bütün olarak çıkıyor.
Ana koşul bu iken bir partinin genel başkanının aday olmayıp yerine
bir aday göstermesi ne demektir? O bütünün zafiyetini gösterir.
İkincisi, kendisi CB olmayıp başka birini CB yaptığında ne yapacak
o genel başkan, gidip grubun arkasında mı oturacak?
Bu aklın almayacağı bir koşuldur, o konumdaki kişi bakımından.
Sistem bütünüyle bir yürütme sistemi olarak temellendirilmişken
genel başkan ayrı, CB ayrı bir kişi olmaz.