Ömrümün hiç değilse kırk yılını Türkiye
üstüne düşünerek, çalışarak geçirdim. Olabildiğince geniş bir
açıdan bakmaya çalıştım Türkiye'ye.
Onu başka ülkelerlemukayese etmeye gayret ettim. O
değerlendirmelerde teoriyi yanımda tuttum.
Bütün bunlardan sonra Türkiye
kadar kafası karışık ikinci bir ülke daha
görmediğimi rahatlıkla dile getirebilirim. Bu fikrimi
de Oryantalizm denen o belanın batağına düşmeden
oluşturuyorum.
Çünkü bu kafa karışıklığını ben Türkiye'nin aleyhine
değil lehine görenlerdenim.
Bizim mayamız, dokumuz bu. Ne yaparsak yapalım onu bu gerçeğin
içinden çıkaracağız.
Bizi kendi içimizde bu derecede karmaşık hale getiren
unsurlardan biri değil başlıcası Avrupa konusu.
Daha doğal bir şey olamaz. Bugünkü modernleşmemizi Batı/
Avrupa ekseninde oluşturduk. Tanzimat'la birlikte başlayan
oluşum Cumhuriyetle ve Kemalizmle birlikte neredeyse
geriye dönüşsüz bir realite haline geldi.
Bugün ister Kemalist deyin,
ister ulusalcı deyin o kesimin temel değer
yargılarınıoluşturan eksen budur, Batıdır. Laiklikten operaya
kadar her alanda o çevre Batıyı bütün kurumları ve
kuramlarıyla benimsemiştir.
Hatta onu tabulaştırmıştır da denebilir.
Sakın yanlış anlaşılmasın. Ben de kişisel olarak Batının çok büyük,
asla ihmal edilemeyecek bir birikim olduğunu
düşünürüm.
Her alanda Batı eşsiz değerler yaratmıştır.