9 Ocak 2017
Şu aralar Varlık'ta yayımladığım günlüklerimi yayına hazırlıyorum
ya, eski yazdıklarımı okuyorum. Bazen böyle 'tevafuk'lar olur, iki
olay beklenmedik biçimde üst üste çakışır.
Geçenlerde daha fazla kaçınamadığım birisi mülakata geldi. İyi kötü
konuştuk. Sonra yanında gelen fotoğrafçı resimlerimi çekmek istedi.
Doğal, hep çekerler.
Bunun üstüne "Hemen size söyleyeyim, raflardan bir kitap almış
karıştırırken, bir elim cebimde yan durmuş size bakarken, bir de
masada çalışırken resmimi çekeceksiniz herhalde" dedim. Çocuk
namusluymuş, biraz şaşırdı, biraz mahcup oldu ama "Evet, öyle
düşünmüştüm" dedi.
Gerçekten böyle. Herkes geliyor aynı 'poz'ları verdiriyor. Sadece
bana değil, herkese. Gazeteler, dergiler birbirinin aynı resimlerle
doluyor. Sanki yarışmadayız. Kim daha iyi kitap okurken, kim daha
iyi masada çalışırken poz verecek. Ya da eli cebinde yan bakan adam
pozu yarışmasına mı girecek bu fotocular? (Bir de felaket
bakışlarla, çolak gibi poz veren genç kadınlar, sanat çevresi
insanları var, evlere şenlik...)