Trump kürsüye çıktı, konuştu, Kongre'den 1 trilyon dolar para
istedi. Amerika'yı yeniden kuracağız, dedi. Altyapının döküldüğünü
söyledi. Yol, köprü, havalimanı, yeni enerji santralleri yapmak
niyetinde.
Öyle hızlı yargılarda bulunmaktan da, radikal şeyler söylemekten de
hazzetmem, her ne kadar kararlı bir insan olsam ve bir kere bir
şeyi söyledikten sonra peşinden gitsem de ama vurgulayayım, eğer
her şey bu yolda ilerlerse ABD'de birçok şey değişecek. Tıpkı
1929'daki büyük ekonomik krizden sonra gelen 'New Deal' dönemi gibi
bir dönem başlayacak ABD'de. Hele Trump'ın o 1 trilyon dolarının
dönemi bitene kadar birkaç katına çıkacağını düşünürsek...
Şimdi Trump'ın yapmak istediğini ilk geldiğinde Obama da istemişti.
Mevcut ABD'yi 19. yüzyılın eskimiş Amerika'sı diye nitelendirmişti.
O ayrıca 'yeşil ABD' kurmak istiyordu. Temiz enerjiyle, yeni ve
sağlıklı malzemelerle yapılmış bir ABD. Ne de olsa eşi Beyaz
Saray'ın bahçesinde 'organik' (!) sebze yetiştiriyordu. Eh, olur
böyle şeyler, Kongre, Obama'ya o parayı vermedi.
***
Ama ABD gene de değişti işte: Obama gitti, çoğu insanın (?!) hayal
edemediği Trump geldi. 'Sol/ liberal ve entellektüel' ABD yerini
Trump'ın 'sağ/ muhafazakâr ve radikal' ABD'sine bıraktı.
Şimdi Washington ve New York sokaklarında dağ taş, Trump'la alay
eden, dalga geçen posterlerle, duvar yazılarıyla dolu. Bu iki kent
ona oy vermedi. Vermediği gibi bir de geride kalan ve onu seçen
ABD'den mahcubiyet duyuyor.
***