Son günlerde birçok kişinin mustarip olduğu en önemli
sorunlardan biri de yorgunluk.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi'nde yapılan araştırmalar,
her üç yetişkinden birinin yeterince uyuyamadığını ve gün boyu hep
yorgun olduğunu gösteriyor.
Güne yorgun başlamak, gün içerisinde gerçekleştirdiğiniz rutin
işlerinizde bile isteksizlik yaşamak, sürekli halsiz ve bitkin
olmak; belki de ciddi bir hastalığın habercisidir. Peki ya sizce
halsizliğinizin sebebi ne olabilir? Bu haftaki yazımda yorgunlukla
ilgili merak ettiklerinizi derledim...
Kendinizi yorgun hissettiğinizde, ne zamandır su içmediğinizi
düşünün.
Yeterince su içmediğinizde, enzim aktivitelerinizin azalmasından
dolayı kendinizi yorgun ve enerjinizin düşük olduğunu
hissedersiniz. Unutmayın ki su vücudun yakıtıdır ve gün içerisinde
su içmeyi ihmal ettiğinizde vücudunuzun ihtiyacı olan yakıtı
almamış oluyorsunuz.
Bunun sonucunda da kendinizi gün içerisinde bitkin ve huysuz biri
olarak hissetmeniz kaçınılmaz bir son olarak karşınıza çıkar. Kahve
ve çay gibi kafeini yüksek içeceklerin tüketimini biraz azaltarak,
vücudunuzun ihtiyacı olan miktarda su içerek yorgunluğunuzu
önleyebilirsiniz.
TİROİTINIZİ KONTROL ETTİRİN
Her yıl 1 milyondan fazla kişiye diyabet teşhisi konuyor. Bu
sayıdan çok fazla insan maalesef bu hastalığa sahip olduklarının
bile farkında değil. Glikoz adı verilen kandaki şeker, insülin
direnci ya da insülinin yetersiz kalması sebebiyle hücrelere geçiş
yapamadığından, hücrelerde enerji eksikliği ortaya çıkar.
Buna bağlı olarak da kişide sinirlilik, kilo kaybı, açlık, aşırı
susama, sık sık idrara çıkmanın dışında her zaman kendini yorgun
hissetmek gibi semptomlar görülür.
Metabolizmanızı kontrol eden hormonlar üreten tiroit bezinin az
çalışması ya da hiç çalışmaması, vücudun tamamını olumsuz yönde
etkiler. Tiroit yetmezliğinde, özellikle demir ve B12 vitamini
eksikliği görülür. Bu durum da hareketlerde yavaşlamaya, yorgunluk
ve halsizliğe neden olur.
Kalp-damar rahatsızlıkları, kalbin oksijen ihtiyacını karşılamasına
engel teşkil ettiğinden, hastanın yorgun olmasına sebebiyet verir
ve en ufak bir harekette bile hasta nefessiz kalır.
Üst solunum yolunuz birkaç saniyeliğine kapanır, vücuttaki oksijen
düzeyi azalır, kalp ritmi yavaşlar ve bu da beyninizin tekrar nefes
almaya başlamak için uyandırılmasına neden olur. Bu olayın düzenli
bir şekilde tekrarlanması sonucunda da gece uykunuz hatırlanmayacak
kadar kısa aralıklarla bölünür. Hasta, sabahları yeterli uyku
uyuyamadığı için kendisini yorgun hisseder.
HAYIR DEMEYİ ÖĞRENİN
Birçok kadında görülen belirtiler sık idrara gitme isteği ya da
yanma olabildiği gibi, bazılarında ise bu belirtiler hiç fark
edilmeyecek kadar hafif olabilir.
Bununla birlikte, aşırı stresli bir yaşam ve her konuda fazla
mükemmel olma arzusu da sizi yorgunluğa iten sebepler arasında yer
alır.
YORGUNLUĞA İYİ GELEN BESİNLER
GÜN ortasında kendinizi yorgun hissetmeye başladıysanız, size
geçici enerji sağlayan kalorisi yüksek besinlerden uzak durun.
Sizin için vücudunuzun asıl ihtiyacı olan enerjiye kalıcı çözüm
getiren, sağlığınız açısından da oldukça faydalı olan besinleri
sıraladım ve tercihi size bıraktım...
1. ISPANAK: Hem magnezyum, hem de yorgunluğa karşı savaşmak için
hücrelere oksijen sağlamada önemli bir rol oynayan büyük bir demir
kaynağı olan bu besin sayesinde vücudunuz daha dirençli hale gelir.
Bununla birlikte, ödem atmanızda da oldukça etkili bir riboflavin
(B2 vitamini) kaynağıdır. 2. CEVIZ: Yine bir antioksidan özelliğine
sahip olan E vitaminini içeren ceviz, fındık, badem gibi besinler;
bağışıklık sisteminin korunmasına yardımcı olur.
3. YEŞIL ÇAY: Bağışıklık sisteminizi güçlendiren ve metabolizmanızı
hızlandıran yeşil çay, içerisinde barındırdığı ginseng sayesinde
vücuda zindelik verir ve özellikle de bahar aylarında günde iki
fincan tüketilmesi tavsiye edilir.
4. BALIK: Araştırmalar, antioksidanların egzersizin vücudunuza
koyduğu iltihabın ve stresin azalmasına yardımcı olabileceğini
gösteriyor. Gücünüzü tamamen artırabilmek için, yediğiniz balığın
yeterince iyi yağ içerdiğinden emin olun. Somon, ton balığı,
uskumru ve sardalya gibi Omega-3 yönünden zengin balıkları
tüketin.
5. YOĞURT: Probiyotikler, insan bağırsağında doğal olarak bulunan
faydalı mikroorganizmalardır. Faydalı bakteri olarak da
tanımlayabileceğimiz probiyotikler; kötü beslenme, antibiyotik
kullanımı ve zararlı bakterilerin etkilerine karşı vücudu korumakla
görevlidir. Bağırsaklarda bulunan faydalı diğer bakterileri de
kontrol eden probiyotikler, günlük diyetinize mutlaka eklemeniz
gereken bir kaynaktır. Peki en doğru probiyotik kaynağı nedir?
Tabii ki yoğurt!