Yapılan bir araştırmada; yemeklerden önce yarım taze greyfurt tüketenlerin kilo verdiği ve insülin direnci seviyelerinin düştüğü sonucuna ulaşılmış
Metabolik sendrom, son yıllarda sıklıkla duyduğumuz bir terim. Pek çoğumuz kötü bir anlamı olduğunu hissetsek de tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz. Metabolik sendrom tek başına bir hastalık değildir. İnsülin direnci zemininde gelişen ve diğer sistematik bozuklukların bir araya gelmesiyle oluşan ölümcül bir hastalıktır. İnsülin direnciyle başlayan abdominal obezite, glukoz intoleransı veya diabetes mellitus (DM), dislipidemi (HL), hipertansiyon (HT) ve koroner arter hastalığı (KAH) gibi sistemik bozuklukların birbirine eklendiği tehlikeli bir tablodur.
CİDDİ TEHDİT OLUŞTURUR
Tıbbi terimler kafanızı karıştırmış olabilir. Herkesin
anlayabileceği ifadesiyle metabolik sendrom; artmış bel çevresi,
trigliserit yüksekliği, HDL kolesterol düşüklüğü, kan basıncı
yüksekliği ve açlık kan glukozu yüksekliğidir. Tanı için, bu
parametrelerden en az üçünün varlığı şarttır. Bu saydığım
hastalıkların bir araya gelmesi, kalp ve damar sağlığı açısından
ciddi tehdit oluşturur.
Pek çok hastalığın bir araya gelmesinden oluştuğu için tam olarak
sebebi tanımlanamaz. Her biri için ortak sebepler, metabolik
sendrom geliştiren nedenler olarak sayılabilir. Yüksek kalorili
beslenme (sağlıksız alışkanlıklar, şeker tüketimi gibi), durağan
yaşam yani egzersiz yapmamak ve stres sayılabilir.