Öyle ki, ramazanın on beşinden
sonra ramazandan ziyade bahşiş toplamaya yönelik konuları içeren
mâniler için kahvelerde yarışmalar da düzenlenirmiş...
Yarışmaya katılacak olanlar yüksek bir yere oturur ve yarışma başlarmış. Mânicilerden biri "ayak" atar, yanındaki hemen o ayağa uygun cinaslı bir beyti okumak zorunda kalır, bunu gerçekleştiremediği an saf dışı olurmuş... Geçmişin mânileri bugün kültürel değerlerimiz arasında birer 'anı' olarak var olmaya çalışıyorlar. İşte mânilerden hâlâ akılda, kenarda, davulcuda kalanlar...
Arnavut musun Tatar mısın?
Yarışmaya katılacak olanlar yüksek bir yere oturur ve yarışma başlarmış. Mânicilerden biri "ayak" atar, yanındaki hemen o ayağa uygun cinaslı bir beyti okumak zorunda kalır, bunu gerçekleştiremediği an saf dışı olurmuş... Geçmişin mânileri bugün kültürel değerlerimiz arasında birer 'anı' olarak var olmaya çalışıyorlar. İşte mânilerden hâlâ akılda, kenarda, davulcuda kalanlar...
Arnavut musun Tatar mısın?
Ekşili çorba yapar
mısın?
Sana davul çalıyorum
amma,
Acaba sen oruç tutar mısın”
Bu aya sultan ay derler,
Bu aya sultan ay derler,
Kaymakla baldan yerler;
Ezelden âdet kılınmış,
Ezelden âdet kılınmış,
Davulcuya bahşiş verirler.