Aslında ben de diyebilirdim ama
Bernard Shaw söylemiş; “Bir iyilik, bir gülümseme, tatlı bir
bakış, iyi bir dilek… Aslında mutlu olanlar, bu küçük şeylerin
huzuruna varmış olanlardır.”
Burası imtihan dünyası,
hiçbirimizin hayatı kolay değil. Atalarımızın dediği gibi, herkesin
kazanı kapalı kaynar. Önemli olan; mutluluğun çoklukta değil, az
olanda ama gerçek olanda olduğunu fark edebilmek.
Ve… Arada kendimize küçük
mutluluklardan hava delikleri açabilmek. Kimileri için güne
ağrısız, sızısız başlayabilmek, kimileri için onun sesini duymak,
kimileri için iyilik yapabilmek mutluluk… Kimilerimiz için
ise;
Kek kalıbının dibini
sıyırmak,
Bahar kokusunu ilk teneffüs
ediş,
Su birikintisinde yıkanan
serçeleri izlemek,
Otobüste oturacak yer bulmak ve
inene kadar kalkmamak,
Dua etmek ve hemen ardından
“Keşke başka bir şey isteseymişim” diyecek kadar hızlı kabul
olması,
Metroya tam kapılar kapanırken
binmek,
Sınavda boş kalmasın diye resmen
kafadan attığın sorunun doğru çıkması,
Bir bebeğin gülümsemesi, bir
çocuğun kahkahası,
Birinin yüzündeki tebessümün
sebebi olmak,
“Akşama en sevdiğin yemeği
yaptım" cümlesini duymak,
Buzdolabındaki dondurma kabından
sarma, salça yerine hakikaten dondurma çıkması,
Sabah erken kalkmak zorunda
olmamak,
Annenin, sevdiceğin, evladın hiç
sebep yokken gelip öpmesi,
Uzun bir aradan sonra
beklediğiniz mesajın gelmesi,
İltifat edildiğinde kendiliğinden
oluşan şımarıklık,
Yağmuru, açık bir pencereden
üşümeden izlemek arada elleri uzatıp avucunda yağmur suyu
biriktirmek,
Kaldırım taşları arasından,
kayanın tepesinden fırlamış bir çiçek görmek,
Acemiyle, çocukla oyun oynarken
yarışırken bilerek oyunu kaybetmek ve karşınızdaki kişinin
sevincine ortak olmak,
Önemsenen birinden duyulan
önemsiz bir takdir cümlesi,
Gerçek dostların varlığını
hissetmek, aynı anda aynı şeyi düşünüp söylemeden, sadece
gülümsemek,
Anlamlı ve güzel bir kucaklamayla
tüm endişelerinizden arınmak,
Sizi eski güzel günlere götüren
bir koku,
Gördüğünüz rüya sebebiyle sabah
sırıtarak uyanmak,
Arada bir çocukluk
yapmak,
Sokakta yürürken çizilmiş
seksekte zıplamak, çocukların mahalle maçına birkaç saniyeliğine de
olsa katılmak,
Çayın, kahvenin üzerindeki
duman,
Mevsimlikleri çıkartırken bir
şeylerin cebinde geçen yazdan kalma para
bulmak,
Hadsize haddini bildirmek… Ve…
Şükretmek… Küçük mutluluklardan sadece birkaçı. Aslında belki de
hayatta küçük mutluluk diye bir şey yoktur. Mutlu eden bir şey
varsa, o büyüktür.
Ninem diyor ki; Saadet de daim
değil felaket de