Kendini karşısındakinden daha zeki zanneden ve insanın aklıyla
dalga geçen tüm şaşkınlara;
Elinde sepeti kendi imal ettiği şapkaları satarak geçinen tüccarın
yolu bir gün ormana düşmüş. Tüccar günün verdiği yorgunlukla ilk
gördüğü ağacın altına oturmuş. Hava sıcak, gölge hoş; şapka dolu
sepetini de yere koymuş ve uykuya dalmış. Birkaç saat sonra tuhaf
sesler duyarak uyanmış. Bir de bakmış ki yanındaki sepet bomboş.
Şapkalar gitmiş... Kafasını ağaca kaldırdığında ne görsün; dallarda
bir sürü maymun, her birinin kafasında adamın şapkaları...
Tüccar "Ben şimdi ne yapsam da şapkaları bu maymunlardan geri
alsam?” diye düşünmeye başlamış. Düşünceli bir şekilde kafasını
kaşırken bakmış ki, maymunlar taklidini yapıyorlar, kafalarını
kaşıyorlar. Tüccar ellerini kaldırıyor, maymunlar da, tüccar
kafasını kaşıyor maymunlar da…
Derken tüccar çözümü bulmuş; kendi kafasındaki şapkayı çıkarıp yere
atmış ve tabii ki maymunlar da…
Böylece bütün şapkaları geri almış, sepetine koyup yoluna devam
etmiş...
Aradan kırk yıl geçmiş... Tüccar yaşlanmış, işini oğluna o da
torununa devretmiş...
Günlerden bir gün tıpkı dedesi gibi seyyar şapka satıcısı olan
torunun yolu aynı ormana düşmüş...
Hava yine çok sıcakmış ve genç adam bir ağacın altına oturup
şapkalarla dolu sepetini yanına koymuş ve uykuya dalmış...