Eskiden ‘kafasına vura vura terbiye etmek’ vardı; hatırlarsınız
şu kalıp sabunlar, hamam taslarını. Yıkanırken kafaya vura vura
kıpraşmamayı, düzgün durmayı, zırlamamayı öğrenirdik; bir nevi
bedensel terbiye olayı. Bir de ‘kafasına vura vura öğretmek’ vardı…
Öğretmen, ebeveyn cetvel, kızılcık sopası, şaplak marifetiyle
çocuğun beyinciğine doğru vurur, darbelerle eş zamanlı öğrenmesi
gereken şey tekrarlanırdı. Nasıl bu kadar akıllı olduk
zannediyorsunuz? Hoş, büyükler ‘kafasına vurma aptal olur!’ da
derdi ama tam tersi olanlar da belirlendi.
Savant, kelime olarak; bilmek anlamına geliyor. Savant sendromu
ise, ağır düzeyde gelişimsel ya da zihinsel yetersizliklerin
yanında sıra dışı becerileri olan kişileri tanımlamakta. Yağmur
Adam filmine ilham kaynağı olan otizmli Kim Peek gibi. Ama kimi
zaman da beyne hasar verecek bir sarsıntı yaşayan kişilerin,
onlarda hiç bulunmayan bir yeteneğe aniden sahip olması şeklinde de
ortaya çıkabiliyor. Yani kafaya 'zopa'yı yiyen aptal değil dâhi
oluyor;
1994'te ortopedi cerrahı Tony Cicoria'yı New York'ta telefon
kulübesinde konuşurken yıldırım çarpıyor. Doğrudan kafasına denk
gelen bu yıldırım çarpmasının ardından Cicoria şiddetli bir piyano
çalma arzusu duymaya başlıyor. Başlangıçta başkalarının bestesini
çalıyor, ama sonra sürekli kafasında dolaşan melodileri besteliyor.
Cicoria bugün cerrah olmasının yanı sıra piyanist ve besteci…
Satış eğitmeni Derek Amato’nun hayatı ise 2006’da kafasını
şiddetlice havuz kenarına çarpmasıyla değişti. Kendine geldiğinde
%35 işitme kaybı ve hafıza kaybı geçirdiği anlaşıldı. Fakat ilginç
olan; Amato’nun daha önce hiç bilmediği ve eğitim almadığı hâlde
artık yılların sanatçısı gibi piyano çalabilmesiydi.
Masör Jon Sarkin ise inme geçirdikten hemen sonra resim yapmaya
başlıyor. Daha sonra eserleri New York Times gazetesinde, müzik
albümlerinde, kitaplarda yer aldı. Resimlerin her biri on binlerce
dolara satılıyor.
Orlando Serrel, on yaşındayken başına kazara beyzbol sopası ile
vurulduktan sonra becerilerini sergilemeye başlamış; çok karmaşık
takvim hesaplamaları gerçekleştirebilir hâle gelmiştir. Kazadan bu
yana, her gün için hava durumunu hatırlayabilmiştir.
Bir başka savant örneği Alonzo Clemens ise; üç yaşında geçirdiği
kaza neticesinde kalıcı bilişsel hasara uğramış fakat heykel
yapmaya başlamıştı. Clemens, hiçbir alet kullanmadan sadece
fotoğrafını gördüğü canlıların bile 3 boyutlu heykellerini
yapabiliyor...