-Hayat adil değil ama yine de
güzel!
-Hayat o kadar kısa ki,
birisinden nefret ederek vakit harcama.
-Kimse ama kimse, kendini… çok
önemsememeli!
-Her tartışmayı kazanmak zorunda
değilsin. Bazen kabul et, gitsin...
-Birisinin omzunda ağlamak,
yalnız ağlamaktan daha iyi gelir.
-İlk maaşından itibaren,
emeklilik için para biriktirmeye başla.
-Geçmişinle barış ki, geleceğini
zehir etmesin.
-Çocuklarının seni ağlarken
görmesinde sorun yok.
-Hayatını, başkalarının hayatı
ile kıyaslama. Hangi şartlardan geçerek buraya geldiklerini
bilemezsin...
-Eğer ilişkinin iyi
gitmesini istiyorsan, o ilişki içinde olmamalısın. Dışarıdan
eleştirmeni değil.
-Mutlu bir çocukluk yaşamak için
hiçbir zaman geç değil. Yeniden çocukluğunu yaşamak tamamen sana
bağlı ve kimse de karışamaz!
-Hayatta neye tutku duyuyorsan
peşinden gitmeli ve bu yolda ‘hayır’ı bir cevap olarak kabul
etmemelisin.
-Güzel mumlarını yak, güzel
çarşaflarını ser, çeyizindeki yemek takımını kullan. Özel günleri
bekleme, bugün gayet de özel!
-Seni üzen
sinirlendiren olaylardan sonra şöyle düşün: “Beş yıl sonra bu
olayın bir önemi olacak mı?”
-Herkesi ve her yapılanı bağışla.
Bir de onların yükünü taşıma.
-Başkalarının, senin hakkında ne
düşündüğünden sana ne!
-Ne demişler; zaman her şeyin
ilacı. Zaman ver...
-Durum ne kadar iyi ya da kötü
olursa olsun, değişecek.
-Hasta olduğunda, işin sana
bakmayacak yakınların, dostların bakacak. Bağlarını koparma, onlara
zaman ayır.
-Duaların gücüne
inan.
-Unutma, seni öldürmeyen şey,
seni güçlü kılar.
-Her gün mutlaka biraz yürü,
harikalar her yerde. Kâh kaldırım taşlarının arasından boy vermiş
çiçekte, kâh gökyüzünün renginde
görmesini bilene.
-Hayatı çok fazla sorgulama,
harekete geç ve gerekeni şimdi yap.
-En iyi şeyler henüz
gerçekleşmeyenler, umudunu kaybetme...
-Ne yapacağını bilemediğinde
derin bir nefes al, iyi gelecektir.
-Güzel bir pakette ve kurdeleyle
bağlı değil ama... hayat yine de bir hediye...
Ninem diyor ki; Her şey kolay
olana kadar zordur.