Sultana yakın olan bir adam ona hep:
"İyilere iyilik et. Kötüleri de affet. Çünkü iyiler iyiliğe
layıktırlar, kötüler de nasıl olsa Allahu Teala’dan cezalarını
bulurlar.” derdi.
Bu adamın sultana yakınlığını kıskanan rakibi, bu samimiyeti bozmak
istedi ve sultana:
-“Bu adam senin ağzının kötü koktuğunu söyler. Dilersen onu çağır
ve kendin gör.” dedi.
Sultan sinirlenerek "Öyleyse onu getir” diye emretti.
Rakip onu buldu ve önce kendisine bol sarımsaklı bir yemek yedirdi.
Ondan sonra da sultanın kendisini istediğini bildirdi. Adam bu
hâliyle sultanın huzuruna çıkınca, konuşmak için yaklaştığında
ağzını elinin üzerine koydu. Sultan kendi kendine:
-“Demek ki doğruymuş, bu adam ağzımın kokusundan sakınıyor.” dedi
ve hemen ona yazı yazıp hazine memuruna gitmesini ve bu kâğıdı ona
vermesini emretti. Adam dışarı çıkınca rakibi onu karşıladı ve
elindeki yazının hazineye yazıldığını görünce, bununla adama para
verileceğini zannetti ve tamaha kapılıp, kendisine vermesini rica
etti. Adam da anlam kırmadı verdi. Rakip, yazıyı götürüp memura
teslim etti, hazine memuru yazıyı açıp okudu.