Bir anekdotla başlayalım,
fıkralar ardından gelsin... Efem, 1946 seçimleri
yaklaşmakta... Osman Bölükbaşı, İsmet İnönü ve İnönü'nün
torunu aynı uçaktadır. Uçak Eskişehir taraflarında alçaktan
uçmaktadır ve aşağıdaki patates tarlasında çalışan köylüler
gözükmektedir. Torunu "Dede, bunlar kim, neler yapıyorlar orada?"
diye sormuş. İnönü “Onlar köylü” demiş. “Ekin ekerler, ekinler
büyür, onları bize satarlar, biz de onlara bunun karşılığında para
veririz, onlar da parayı alınca çok sevinirler.” Bunu duyan
çocuk 10 Lira ister. İnönü de Osman Bölükbaşı'yı
göstererek "Git Osman Amca'ndan iste, o verir"
der. Çocuk "Osman Amca bana 10 lira verir misin?" der.
Nedenini soran Bölükbaşı'ya, "Aşağı atacağım, köylüler bulup
sevinecek" der. Çocuğun bu açıklamasına Bölükbaşı'nın cevabı
çarpıcıdır: "Evladım uçaktan aşağı 10 lira atarsan onu bir
köylü bulur, bir köylü sevinir. Sen en iyisi dedeni at aşağı bütün
millet sevinsin!..."
***
Kemal Kılıçdaroğlu saç
tıraşı olmak için berbere gitmiş. Oturmuş koltuğa kesim başlamış.
Berber birdenbire sormuş: "Sayın Kılıçdaroğlu, Başkanımız
Recep Tayyip Erdoğan hakkında ne düşünüyorsunuz?" Kılıçdaroğlu
duymazdan gelmiş. Berber beş dakika sonra tekrar sormuş: "Kemal
Bey, Recep Tayyip Erdoğan’a açtığınız davaları niye hep
kaybediyorsunuz?" Kılıçdaroğlu yine duymazdan
gelmiş. Berber beş dakika sonra sorusunu tekrarlayınca Kılıçdaroğlu
sinirlenmiş ve; "Takipçisi olacağız. Arkadaşlar üzerinde çalışıyor”
benzeri klişe laflarını dizeleyip “Hem sana ne be, sen işine bak!”
diye adamcağızı azarlamış. Berber gülerek karşılık vermiş: “Efem,
kusura bakmayın; Recep Tayyip Erdoğan sözünü duyunca saçlarınız
diken diken oluyor da, daha kolay kesiyorum!.."
***
Sokak hayvanlarına işkence
yapanların çoğunlukla dindar ailelerin çocukları olduğunu iddia
eden CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş, akıl
hastanesinde konuşma yapar. Bir kişi hariç, dinleyicilerin tümü
Yavaş’ın konuşmasını alkışlar. Başkan adayı, alkışlamayan kişiye
döner ve "Siz niçin alkışlamıyorsunuz?" diye sorar. Adam cevap
verir: “Ben hasta değilim ki, ben hastabakıcıyım!”
***