Ordu-Giresun Havalimanı’nda hakkı olmadığı hâlde VIP girişini
kullanmak isteyen, içeriye alınmayınca valiye ve polise hakaretler
yağdıran Ekrem İmamoğlu’nu CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu
“Haddinizi aşmayın!!” diyerek sert bir dille uyarmııış....
Siyasete pek bulaşmam ama komikse hele de trajikomikse radarım
çevrilir o yöne.
“İmamoğlu’nun kendi başına hareket etmesi ve VIP rezaletinden sonra
Kılıçdaroğlu’nun devreye girmesine yorumunuz nedir” diye sorup
duruluyor; ne yorum yapayım ben be yaa, işte aklıma düşen Nasreddin
Hoca’dan iki fıkra;
Efem, Nasreddin Hoca merhum çok sıcak bir yaz günü yolculuğa
çıkmış. Hava sıcak mı sıcak. Hoca buram buram terliyor, susadıkça
susuyor. İçi kavrulmaya başlamış. Neyse ki, bir zaman sonra, yine
bir çeşme görerek merkebinden inmiş ama bir de ne görsün? Çeşmenin
lülesine kazık sokmuşlar. Su ancak damla damla akıyor. "Bu ne iştir
böyle?.." deyip kazığa öyle bir asılmış ki, kazık yerinden çıkmış
ama aynı zamanda şiddetle fışkıran su Hoca'yı bir güzel ıslatmış.
Bunu gören Hoca lüleye dönmüş;
"Seni buraya boşuna tıkamamışlar; böyle deli deli akarsan, elbette
ağzına kazık sokarlar" demiş...
Yine günlerden bir gün, Nasreddin Hoca büyük gayret ve çabayla
eşeğini evin çatısına çıkarır. Bir müddet sonra indirmek
istediğinde bakar ki eşek bir türlü inmek istemiyor. Hoca şaşar
kalır ve ne yapacağını bilemez. Yukarı çıkan eşek aşağıya inmekte
direniyor! Hoca bir süre daha uğraşır ama nafile, ineceği yok.
Sonunda yorulur ve mecburen tek başına iner.
Kendisini özgür hisseden eşek, zevkten damda koşturmaya, anıra
tepine çifteler atmaya başlar... Ama çatı bu baskılara dayanamaz.
Neticede çöker ve eşek de enkaz altında kalıp oracıkta ölür.
Hoca bu hâli görünce düşünür ve ona şöyle der: