Yılbaşı yaklaştı ya indirimler, kampanyalar, alışveriş
festivalleri gırla. Şimdi tam indirim zamanı, tabii ki alışveriş
de... Alışveriş candır, rahatlatır, sinir bozukluğuna iyi gelir,
keyif verir, zengin gösterir, kimi zaman maaş daha alınmadan
bitebilir, “gökte indirim var” deseler çoğumuz merdiven dayayıp
çıkabilir. İyi hoş da, al al nereye kadar? Bilinçli tüketiciyiz
biz! Paramızı yedirtmeyiz! Hayyt!
UCLA (University of California, Los Angeles)’de yapılan bir
çalışmaya göre, alışveriş sırasında bir ürüne dokunmak, onu alma
ihtimalini arttırıyormuş. Çözüm mü? Finans yazarı McGrigg’e göre,
“Tek Parmak Kuralı”ndan yararlanmak.
Çalışma, alışveriş sırasında bir ürüne dokunmanın üzerimizde
“sahiplik hissi” duygusu oluşturduğunu tespit etmiş. Üstelik bu
his, ürünü satın almamızı, yani aslında ihtiyacımız olmayabilecek
bir ürüne para harcamamızı sağlayabiliyormuş! Çözümüyse çok basit:
Ürünü ellememek.
Üstelik McGrigg’in, ürüne dokunma ihtiyacı ile gereksiz satın alma
dürtüsü arasını bulan bir yöntemi var;
“İstediğiniz her ürüne temas edebilirsiniz. Ama yalnızca bir
parmağınızla.”
Yöntem kökenini çocukluğumuzdan alıyor. Çocukların her şeye
dokunmak istediklerini biliyoruz. Bu alışkanlık, yıllar içerisinde
aslında pek de kaybolmuyor. Alışverişte, ürünleri elimize almak ve
ihtiyacımız olmamasına rağmen üzerindeki yazıları okumak da bunun
bir yansıması.
Yapılan çalışmalar, nesnelere tek parmakla dokunmalarına izin
verilen çocukların, daha sonra o nesnelere ilgilerinin azaldığını
göstermiş. Neden biz yetişkinlerde de işe yaramasın?..
Bu yöntem online alışverişlerde yararlı olmayabilir. Ama bir
sonraki alışverişinizde, raflar reyonlar arasında anlamsızca
dolaşmaya başladığınızda hatırlayın: Dokunabilirsiniz, ama sadece
tek parmakla!
Keyifli alışverişler!
Ninem diyor ki; Evvel hesap, sonra kasap… ...