Tilkinin biri ormana dalmış, bir ağacın dalında
asılı duran davulu görmüş. Rüzgâr vurup da dallar sallandıkça,
davul da sallanıyor ve kuvvetli bir ses çıkarıyormuş…
Tilki davulu av zannetmiş, çıkarttığı yüksek sesi
duyunca da;
“Bu
kadar çok ses çıkaran şeyin eti de çoktur” diyerek büyük bir hırsla
davula doğru yönelmiş…
Davul, ağacın ortasında bir yerde asılı olup,
etrafında birçok dallar ve dikenler bulunduğundan, tilki ona
ulaşıncaya kadar çok zahmetler çekmiş…
En
nihayetinde hedefine ulaşan tilki, iştahla davulu yırtıp da içinin
bomboş olduğunu görünce büyük bir hüsrana uğramış. Çektiği onca
zahmete mi üzülsün, yoksa aç kaldığına mı yansın bilememiş ve
basmış feryadı...
***
Hazret-i Mevlânâ, bu meseli dünya hırsı ile kalp...
Hazret-i Mevlânâ, bu meseli dünya hırsı ile kalp...