Sisal, Agavaceae familyasından sert coğrafi koşulları seven,
içerdiği sağlam ve dayanıklı lifleri sayesinde tekstil sanayisinin
gözdesi bir bitki türü. Bu büyük yapraklı, bol elyaflı, tekstilin
yanı sıra örme işlerinde, gemi halatlarında, tarımda ve
denizcilikte bağlama malzemesi olarak da kullanılıyor. Kedi
tırmalama sütunu, o sert keten rengi banyo lifleriyle de
evimizde…
Sisal bitkisinin büyük kısmı Meksika ve Anti Adaları arasında
bulunan Yukatan’da üretilir. Rivayet odur ki Sisal, Amerikalı
ziraatçılar tarafından da yetiştirilmeye çalışılmış. Daha az
maliyetle daha fazla elyaf üretebilmek ilaveten ithalat
angaryasından kurtulmak için Yukatan’dan getirilen tohumlar özenle
seçilen bir araziye ekilmiş… Suyu, vitamini, gübresi eksik
edilmemiş. Sisal’in ilk bakışta daha verimli, daha gösterişli
büyüdüğünü gören ziraatçılar bayram etmiş. Emekler boşa gitmemiş;
ürünler boy vermiş, Florida güneşi altında pırıl pırıl parlıyor.
Hasat zamanı gelince de sevinçle ektiklerini biçmişler. Bir de ne
görsünler? Yaprakların içinde olması gereken elyafın yerinde yeller
esiyor!
Neden başarısız olduklarını araştıran bilim adamları, hayatın
olumsuz görünen düzeninin üretime katkısı ile karşılaşırlar.
Anlaşılır ki Sisal, o güçlü, o sağlam, o dayanıklı elyafını, zorlu
tabiat şartlarına dayanabilmek, çorak toprakta hayatta kalabilmek
için bir nevi savunma aracı olarak geliştiriyor... Şartlar
iyileştirilince boylu poslu ama kof, alımlı ama içi boş bir şey
olup çıkıyor. O değerli lifli yapısını gelişmesi için zor
şartlarla, kavurucu sıcaklarla, susuzlukla, sert rüzgârlarla, taşlı
çakıllı toprakla didişmesi gerekiyor. Yani bitkinin çektiği
zorluklar içindeki cevheri ortaya çıkarıyor!