Olaylar, olaylar, operasyonlar,
soruşturmalar, kaçanlar, kovalayanlar... Amma velakin detaylarla
boğuşanlar, özü ve aslı gözden kaçırırlar... Az bir kenara çekilmek
ve de büyük resmi görebilmek gerek... İşte güzel bir
örnek;
Amerika ile Meksika arasındaki
sınır, yıllar yılı gerek insan, gerek uyuşturucu ve gerekse illegal
maddelerin yoğun olarak kaçakçılığının yaşandığı bir
sınırdır.
Bu sınırda Meksikalı bir genç,
motosikleti ile giriş-çıkış noktalarından biri olan Laredo gümrük
geçiş noktasına gelir ve gümrük polisine geçiş için pasaportunu
uzatır. Pasaportta herhangi bir problem bulamayan polis,
motosikletin arkasındaki iki büyük çantayı görür ve şüphelenir.
Gence çantasının içinde ne olduğunu sorar. Meksikalı genç; “Önemli
ve gümrüğe tabi herhangi bir şey yok. Yalnızca kum...” diye cevap
verince şaşıran polis “Aç bakalım çantaları!” der.
Genç, çantaları açar… Polis didik
didik kontrol eder, fakat kumdan başka bir şey bulamaz...
Çantaların içi gerçekten kum ile doludur. Şüphesi daha da artan
polis, çantaları laboratuvara gönderir ve kumu her tür tahlilden
geçirtir. Fakat saf kumdan başka bir şey yoktur!
Polis, gence kumu ne için
Meksika’ya götürdüğünü sorarsa da tatmin edici bir cevap alamaz.
Sonra da çantalarını iade eder ve sınırdan geçmesine izin
verir.
Birkaç gün sonra aynı genç,
motosikletinin arkasında iki büyük çantayla tekrar sınırda belirir.
Polis genci gene durdurur, didik didik arar, yine kumdan başka bir
şey bulamaz ve serbest bırakmak zorunda kalır. Bu olay, görevli
polis memuru emekli oluncaya kadar yıllarca devam
eder!
Bir gün emekli polis, Meksika'da
bir barda otururken yıllardır sınır noktasından âşina olduğu gencin
içeri girdiğini görür ve hemen yanına gidip selam verir, sohbet
başlar. Bir ara, emekli polis gence şöyle der; “Bak, delikanlı…
Senin yıllardır bir şeyler kaçırdığından eminim. Bunu adım gibi
biliyorum ama bir türlü bulamıyorum. Mesleğimden emekli oldum ama
senin sırrını bir türlü çözemedim. Çıldıracağım! Yıllardır geceleri
uyku uyuyamıyordum senin yüzünden… Lütfen anlat bana ne
kaçırdığını… Aramızda kalacağına emin olabilirsin. Söz veriyorum,
hiç kimseye bir şey söylemeyeceğim. Sadece merakımı tatmin için
soruyorum.”
Genç gülümseyerek şu cevabı
verir: “Motosiklet!”
Ninem diyor
ki;
Adam hacı mı olur ulaşmakla
Mekke'ye,
Eşek derviş mi olur taş çekmekle
tekkeye!