Tüm annelerin, anne gibilerin,
anne yarılarının, anne olmak isteyenlerin ve elbette hasretle
anılan annelerin anneler günü kutlu olsun.
Aldık, verdik, hediyeleştik... Rahatladınız mı?! “Bana hediye
gelmeyen özel günden bana ne!” felsefesine sahip olduğumdan yine
canım sıkıldı. Ama yine de sizin için günün özetini toparladım;
-Bu yıl da "anneler günü kampanyası" adı altında, küçük ev
aletlerini yaygınlaştırma ve sevdirme günü kutlanmıştır.
-Kimi evlatlar anneler gününü unuttukları için lafla dövülmüş
(yazıktır...)
-Kimi hatun kısmısının beynini "niçin ben anne olamadım şimciye
gadan?" tadında itekleyici sualler kemirmiş, biyolojik saat daha
bir hızlı tik taklar olmuştur. Kariyerine fokuslular, böylesi bir
dünyaya bir canlı getirmek istemeyen marjinaller de dâhil. Kız
kuruları ise, komada zaten...
-Günü, "yahu, valideye ne alıcaz?" stresiyle cepte beş kuruşsuz
geçirenler alışveriş merkezlerinde olay çıkarmışlar, "sen nerden
bileceksin be?! İki tava, bir beyaz eşya daha fazla satacağım diye
astığın o ilanları her gördüğümüzde yüreğimizin sıkıştığını! bilsen
de umursar mısın?" naralarıyla duygularını dile getirmişlerdir.
-Taze ünlüler, magazin ve sabah programlarında boy gösterip
"Buradan bütün annelerin anneler gününü kutluyorum" mesajlarıyla
prim yapmaya çalışmıştır.
-Müstakbel damat adayları sevdiceklerinin annelerini de kutlayarak
şirin görünmeye, ilişkiye sıcak bakmıyorsa yumuşatmaya ve "teyze
bak ben iyi bi insanım" profili çizmeye çabalamışlardır.
-Anneye hediye almayanın “hayırsız evlat” ilan edilmesine ramak
bırakan medyada yine hisli metinler, ağlamaklı görseller, "şöyle az
bütçeli, çok fikirli bir film yapalım! herkes ağlasın!" mantığıyla
üretilmiş reklamlar yer almıştır.