Oslo Süreci ile başlayan İsrail-Filistin barış görüşmeleri rayından çıkartıldığına göre, bölgeye barış getirecek tek güç, Allah korusun Türkiye olabilir. Bunu sağlamış bir Türkiye, maazallah Filistinlilerden yana ağırlığını koyar ve ABD’nin elçiliğini Kudüs’e taşıma kararını protesto için İslam İşbirliği Teşkilatı’nın İstanbul Zirvesi’ni toplamadaki başarısı gibi, uluslararası girişimlerle NeoConların planlarını da bozabilir.
Nedir bu plan? İran’ı İranlılara, Yemen’den Lübnan’a tüm bölgeyi Sünni Müslümanlara zindan eden molla rejiminin sebep olduğu hoşnutsuzluğu bahane ederek Suudi Arabistan’ı ve Körfez İşbirliği Teşkilatı üyelerini İsrail’i kayıtsız-şartsız tanımaya itmek... Bu ülkelerde, veliaht Muhammed bin Salman gibi hırslı-hevesli genç siyasetçileri destekleyerek, onları sadece ülkelerinin değil, fakat aynı zamanda tüm İslam aleminin reformcu geleceği gibi takdim eden medya yayınları ile parlatmak. Ve tabii bu arada Vahabi Selefizmi’ni, Şia ve Sünni “aşırılıklar” arasında ılımlı orta yol olarak sunmak.
Türkiye, yaşatabildiği Osmanlı ekolleriyle, fıkıhta,
kelamda, modern hukuk ve düşün alanlarında felsefesiyle, modern
edebiyatıyla, Avrupa’da tanınmış sanatıyla, 17-25 Aralık ve Gezi
kalkışmasından bu yana ayakta duran sanayi ve ekonomisiyle, bu
planı bozabilecek tek güç. Hele Kobani olaylarına yol açan tahrik
fark edilerek, hendek savaşları zamanında önlenebilmiş olsaydı
Türkiye, iç barışıyla bölgedeki tüm etnik sorunlara da örnek
olacaktı. Bunu önlemek için, NeoConların güdümündeki ABD Dışişleri
ve Savunma bakanlıkları kuzey Suriye’de ve Batı Irak’ta terör
koridorları planını devreye soktu. Ve bu plan hâlâ devam ediyor...
20 bin TIR dolusu ağır silah sevkiyatı bunun için sürüyor ve sırf
bu sebeple Suriye’ye barış gelmesini önlemek için ne mümkünse
yapılıyor.