Hakkı Öcal Milliyet Gazetesi

Şii Hilali’nin İki Ucu

Ben “Orta-doğu’nun en tehlikeli savaşı” ifadesini az bulur, “Acaba dünyanın en tehlikeli savaşı mı deseydim?” diye düşünürken, bu başlık bile bir çok okuru ve sosyal ağ...

13 Kasım 2017 | 422 okunma

Ben “Orta-doğu’nun en tehlikeli savaşı” ifadesini az bulur, “Acaba dünyanın en tehlikeli savaşı mı deseydim?” diye düşünürken, bu başlık bile bir çok okuru ve sosyal ağ takipçisini tedirgin etmiş görünüyor. “Tehlike” şuradan kaynaklanıyor: İran, İsrail’i yeryüzünden silmeye ahdetmiş bir ülke ve halâ hiç kimse nükleer silah üretme aşamasına gelip gelmediğinden emin değil. İsrail yeni soyunduğu sünni dünyasını savunma liderliği konumunun verdiği sahte özgüvenle elindeki nükleer silahlardan birini Tahran veya İsfahan gibi bir noktaya bırakacak olursa, bu önce bölgesel, sonra küresel bir toplu kıyama dönüşebilir. Bu kıyamdan geriye ne kalır, kimse bilemez.

Ama bu tehlikeyi savuşturmak için son dört-beş gün içinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın yurtdışı temaslarından tutun, Putin-Trump görüşmesine, Emmanuel Macron’un Körfez turuna kadar, bir çok uluslararası çaba gösterildi. Görünen o ki, dünya, ne içerdeki baş ağrılarından kurtulmak için dış macera arayan Netanyahu’nun, ne de ülkesinde sona erdirdiği konsensüs rejiminin depremini savuşturmak için Netanyahu ile aynı yatağa girmeye razı Emin Muhammed bin Selman’ın hırsına yenik düşmeyecek. Bunun yerine, müdahalenin İran’ın bölgedeki askerî maceracılığını tahkim etmek için, merkezden değil, hilalin iki ucundan Yemen ve Lübnan’dan başlayacağı izlenimi veren gelişmeler var.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye’nin etki alanı 25 Nisan 2024 | 1.305 Okunma ABD için ‘istikrarsızlaştırmak’ önemli 22 Nisan 2024 | 1.027 Okunma “İran Tiyatrosu” güldürmüyor 18 Nisan 2024 | 1.130 Okunma Dünyayı iki kere kana buladıkları yetmedi mi? 15 Nisan 2024 | 211 Okunma Neden çalışmak, ama çok çalışmak zorundayız? 11 Nisan 2024 | 91 Okunma