Hani bir tanıdığınız, delice şeyler yapmaya, çılgınca şeyler söylemeye başlar; ona sorulacak tek soru vardır: “Sen iyi misin?”Bir insanın kendisinden beklenen sağduyunun, hatta haksızlığa karşı göstermesi beklenen tepkinin ölçüleri vardır. Bu ölçüler aşılıp kişi kendisinden beklenen olgunluğu göstermediğinde yapacak çok da şey yoktur; bir-iki sorgulama ve eleştiriden sonra döner gidersiniz. Ama ya bu kişi, sadece kendisini değil, koca bir ulusu, hele milletler camiasının saygın üyesi bir ulusu temsil ediyorsa? Bu ülkenin kollektif şuurundan, tarihsel birikiminden beklenen sağduyuyu, aklıselimi, tepkiyi aşan bir ifade, o ulusun adına, seçilmiş bir siyasetçi tarafından dile getirilirse?Almanya’nın ne zaman yıkılacağı belli olmayan kıl payı bir meclis çoğunluğuyla başbakanlığa gelen Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) ve Bavyera Hristiyan Sosyal Birliği (CSU) ittifakının bir süredir başkanı olan Friedrich Merz, takip ediyorsanız bildiğiniz gibi, İsrail dendiği zaman gözlerinin dolmasıyla tanınıyordu. Birlik 90/Yeşiller Partisi başkanı Annalena Baerbock kadar İsrail’in Filistinli soykırımı destekleyen demeçler vermese ve (henüz) Alman Parlamentosunun huzurunda “İsrail kendini savunmak...