Yola devam etmek adına "var-yok" maçlarına çıkılırken,
Kadıköy'de tribünler boşluklarla el sıkışıyor. Fenerbahçeli
oyuncular bir karakter mücadelesine girmişken, başta seyircisi
olmak üzere kimseyi de yanında görmüyor. Ne Aykut Kocaman'ın lige
"balans ayarı" getiren açıklamaları ne de 9 kişi Beşiktaş'ı elinden
kaçıran kadronun alın teri onları ikna etmeye yetmemiş. 7. günde 3.
maçına çıkan takımın yorgun olması normal de, kendi sahasında;
kazanması gereken karşılaşmada "yalnız" olması anormal. Kulüpleri,
hatta teknik direktörleri yöneten o sosyal medya hesaplarının, pek
kibirli yazarları, ahkam kesmek üzere formatlamışlar kendilerini.
Ne takımın bir parçası oluyorlar, ne de kaderin. Valbuena oynadı;
Aykut Kocaman cesur kararlar veriyor, oynamadı; "Yine defans mı
oynayacağız" sığlığında, pek bir çenesi düşük olanların, en ihtiyaç
duyulan ortamda tribün sırası yerine, klavye başında olması sürpriz
değil.
Maça "kim daha hazırdı" derseniz, elbette Akhisar'ı yazarız. Sert
maçların üçüncüsünde fizik olarak geri düşmek mazeret olabilir ama
birinci dakikadan itibarense; değil. "İki kere geldiler, iki gol
attılar" yorumu yanlış değil Akhisar için. Trabzon'da da aynı
planla 6 yapmışlardı. Aynı kadro dört gün önce kupa maçında
Galatasaray'ın yedeklerine teslim olmuştu. Kadıköy'de daha iyi
olmayı başardılar.
Şampiyonluk hedefinde iki maç üst üste kaybetmek, üstelik
rakiplerin kazanmışken bu sonucu almak yıkıcıdır. İşler yine
zorlaştı, yine düzlenmesi gereken yol, tekrar yokuş haline geldi.
"Neden böyle oldu" derseniz, birçok şey yazılabilir. Beraberlik
golünde ofsayt olmadığı, Skrtel'in Seleznyov'a darbesine faul veren
hakemin, Mustafa Yumlu'nun Soldado'ya yaptığına penaltı vermediği,
Giuliano'nun oyun liderliğini almadığı, Valbuena'nın kendini askıya
aldığı, Muğdat'ın Akhisar adına gol oyununu tek başına yönettiği.
Ancak gerçek olan bu takımın yalnızlığıdır. İşler kötü gidince
yönetimi istifaya davet etmek elbette hakları ama o stadı doldurup,
o takımı heyecanlandırıp, rakibi baskı altına almayacaksanız, işte
o zaman rakipleriniz ile durumu eşitleyemezsiniz.
Galatasaray-Beşiktaş hakemi bile yönetecek atmosferle iç sahada
oynuyor. Fenerbahçe ise kendi taraftarı ile bile mücadele etmek
zorunda. Yazık...