Ali Koç müthiş bir taraftar fırtınası ile başkan oldu. Tek
transfer yapmadığı halde 30 bin Fenerbahçe taraftarı kombine
kuyruğuna girdi, koltuklarına geri döndü. Bu rüzgar, seçim öncesi
toplantılarda yaşanan atmosferin eşliğinde teknik direktör
değişikliği getirdi. Ali Koç, seçim öncesindeki bu beklentiye, "Ben
de taraftarım" cevabını verdi. "Bu kadro ile ligi ikinci bitirmek
büyük başarıdır" dediği Aykut Kocaman'dan vazgeçerek, Cocu'da karar
kıldı. Cocu da bir ay takımla birlikte olduktan sonra, "Bu takım
nasıl ikinci olmuş" hayretinde cümle kurdu. Şimdi aynı taraftarlar,
Ersun Yanal'ın adını haykırıyor. Tıpkı, İsmail Kartal'ın aynı
dönemlerinde seslendirdiği gibi. Ve bu isteklerini öyle hırslı
yazıyorçiziyor veya seslendiriyorlar ki; Ali Koç'a, "Biz istedik
sen geldin. İstemedik, Aykut Hoca'yı gönderdin. Biz istiyoruz;
şimdi Cocu'yu değiştireceksin" zorlamasına varacak kadar… Ali Koç
için zor bir durum. "Ben de taraftarım" dedikten sonra, şimdi;
"Biraz sabredin, yapmayın" demek zorunda kaldı. Koltuğun diğer
tarafının daha farklı olduğunu anlattı. Şöyle bir nokta koyalım;
Fenerbahçe taraftarı oyundan ve sonuçlardan memnun değil ve bunu
belli ediyor. Takımın kimin yönetiminde başarılı olacağı çok
umurunda değil, aslında "Bu işi bir an önce düzeltin" demeye
getiriyor. Yönetim veya Cocu bu uyum sürecinde beklentileri doğru
yönetemiyor. Basamak olarak hedeflerini açıklasalar ve
seyredenlerde "oluyor" fikrini yaratsalar, işler daha kolaylaşacak.
Ve sevgili taraftarlar; Hasan Ali'nin sözleşmesi uzatıldığında
ortalığı yakıp-kavurdunuz. Ne yönetim sizi dinledi, ne de teknik
adam. Şimdi aynı Hasan Ali'yi alkışlıyorsunuz. Her şeyi siz
bilmiyorsunuz, her şeye de hakim değilsiniz. Dünya değişiyor, siz
de değişin artık. Biraz da, uzatın elinizi, tutsunlar
Manifesto
Çarşı Grubu, Kadıköy derbisinin ardından bir açıklama yaptı.
Manifesto gibi. "Su içtik, tuvalette ellerimizi yıkadık, yüksek
sesle müzik eziyeti yapılmadı, stada adam gibi girdik-çıktı...