Mourinho'nun stratejisini değiştirmeden, farklı
oyuncular ile tribünlerin kalbini almaya çalıştığı bir maç izledik.
3-1'i yapana kadar 70'e 30 top hakimiyeti ile oynadılar. Kalecisi
hariç tüm oyuncuların kaleyi...
Mourinho'nun stratejisini değiştirmeden, farklı
oyuncular ile tribünlerin kalbini almaya çalıştığı bir maç izledik.
3-1'i yapana kadar 70'e 30 top hakimiyeti ile oynadılar. Kalecisi
hariç tüm oyuncuların kaleyi denediği süreç yaşandı. Ne
oldu; pozisyonumuzyok diye şikâyetçi
olanlar,"Bu kadar kaçar mı?"bölümünde buluştular. İsmail ile tempo bulan orta
sahayı, Talisca'nın kendisini "10 numaraya" devşiren oyun stili
izledi. Daha hızlı olmak istiyorlar ve rakip ceza alanı önünde pas
trafiği ile kabalıkta alan arıyorlardı. Dönen topları da
kazandılar. Hükmediyorlardı maça ama bu istekli oyunun ve enerjinin
bir akla ihtiyacı vardı. Kadıköy'ün 'sevecen' atmosferinde, hemen
hepsi tribünlerden gelecek gol sesinin ortağı olmanın peşine
düştü.
İlk iki golün kahramanı, üç defans oyuncusu oldu. İlkinde
Çağlar ortaladı,Skriniar kafayı vurdu.
İkincisinde Brown arka direkte yetişti, Duran'ın pasında
Talisca'nın dokunamadığı pasa. Yani, bir pozisyonda iki kere golü
kaçırdılar aslında.
Bu doksan dakika Mourinho'nun da cephane sandığına yeni silahlar
ekledi. İsmail...