Aziz Yıldırım'ın yıpranması ve yıpratmasıyla birlikte
tribünlerden kaçanlar, Ali Koç ile geri döndü ama eski mantaliteden
ve kibirden vazgeçmeyerek. Kulüp UEFA kelepçesine girince
kredilerle transfer yapma imkanları kalmayınca, kadro kalitesi
hızla düştü. O yüzden geçen sene Aykut Kocaman geldi takımın
başına, transfer yapma imkanı olmayan bu takımdan en yüksek verimi
alsın diye. Yoksa en iyi iki oyuncusu (Kjaer ve Lens) gitmiş,
üstüne koyamamış bir kadroya kim gelirdi? Aykut Hoca, sahadakileri
hala Fenerbahçe kalitesinde sananlarla mücadele etti. Yolunu
şaşırdı. Doğruyu buldu ve ikinciliğe kadar taşıdı takımı.
Beğenmediler sahadaki oyunu. Ali Koç da beğenmiyordu, daha iyisini
yapsın diye Comolli'yi getirdi, o da Cocu'yu... Ama şartlar
değişmemişti ki... Transferlerle takım kalitesi yükselemeyeceğine
göre, çalışarak bir sisteme oturması lazımdı. Hücum oynamayı,
forvet sayısı ile ifade edebilen bir teknik adam Cocu. Ancak bu
kadro kalitesi ne önde oynayacak kadar fizik gücüne sahip, ne de
yeteneğe... Muhtemelen "yapın" diyor ama, yapamıyorlar ki... Ali
başkan "uyum" masallarına kanmasın artık. Bu kadro ile hayallerdeki
oyun olmaz, bu hoca ile bu kadro sorunları aşamaz.
Cocu'nun hayalleri!
Başakşehir maçı golsüz bitip, takımlar soyunma odasına döndüğünde,
Phillip Cocu ve ekibinin beraberlik için mutlu olduklarını
anlattılar bana. Teknik açıdan veya gündeme baktığınızda haklı da
olabilir. Ama gerçek şu; kendi sahanda, şampiyonluktaki rakibine
puan kaybetmeyi, stratejik kayıp olarak görmüyorsa bir teknik adam,
zaten o kadroyu yukarı götürmek için enerji de üretemez. Krizleri
tarif ederken bir çok argüman kullanılabilir. 9 maçta 6 gol atan
bir takımı eleştirirken, "Ama üç maçtır gol yemiyoruz" diyenler de
çıkabilir. Hani kongre öncesindeki buluşmalarda, Ersun Yanal'ı
isteyen üyeye, "Benim hayallerimi anlamamışsınız" dedi ya Ali Koç;
Cocu da anlamamış onu...?
Lider ama nasıl
Geçen hafta yayıncı kuruluşun, ofansif rakamlarla dört takımı
karşılaştırmasını izledim. Sivasspor vardı ama lider olmasına
rağmen Galatasaray hiçbirinde ilk üçte değildi. Bu kadar
verimsizlikle, lider kalmak birbiriyle örtüşmeyen bir durum. Sonra
9 maçta atılan 17 golün 11'inin iki maçta (Alanya-Kasımpaşa)
atıldığını tespit edince, kalan 7 maça "6 gol" kalıyor ki;
Fenerbahçe ile aynı. Sanırım Fatih Hoca'nın, oyuncu performansına
endekslediği atak planlarını değiştirip, set düzeni üretmesinin
zamanı geldi.
Görüş-me
Fenerbahçe'de topun ağzına yerleştirilen üç Türk hoca, başkan Ali
Koç ve yardımcısı Semih Özsoy ile beş saate yakın görüştüler.
Anlamsız bir şekilde bu toplantı gizlendi, Rıdvan Dilmen haberi
aldığında da bir açıklama yapmadılar. Bu konuşma için geç
kalınmıştı aslında. Sonucu ne olursa olsun. Ama başkan Koç'un
yapması gereken bir görüşme daha var; Müjdat Yetkiner... Fenerbahçe
formasını en fazla giyen, efsane bir oyuncu ile "Bana küfür etti"
diyerek yolları ayırdı başkan. Ancak Müjdat Hoca tam tersini
söyledi hep. Seçimde yollar ayrı düşmüş, rakip olmuş olabilirler.
Ama Ali başkan kendisine iletilenleri bir kenara itip, Müjdat
Kaptan'ın gözüne bakarak, "Bana küfür ettin mi?" diye sormalı. İki
taraf da bunu hak ediyor.