Bir şey değişir, her şey değişir.
ABD’nin yeni Başkanı Trump ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın
telefon görüşmeleri bu söylemin son örneği.
Obama döneminde olduğundan “siyahla beyaz” kadar farklı bir
ABD-Türkiye ilişkileri seziliyor.
Türkiye’nin yıllardır önerdiği ama Washington’dan her defasında
geri çevrilen “Kuzey Suriye’de güvenli bölge” planına yeşil ışık
için artık beklentiler olumlu.
Değişen şey “Obama...”
...................
Ama...
Öncesi de var.
Türkiye-Rusya arasında buzulların erimesi...
Ankara’nın, Moskova üzerinden Şam’la “ortak yararlar” için dirsek
temasına geçmesi...
Obama ve yönetiminin -duymak bile istemediği- Suriye Kuzey’inde bir
“güvenli bölge” oluşturmak üzere Rusya ve Türkiye’nin omuz omuza
vermeleri, Suriye’nin de “sessiz ortak (silent partner)” konumunu
benimsemesi...
TSK öncülüğünde ÖSO’nun El Bab’a kadar ilerleyerek DAEŞ’i Kuzey
Suriye’den “kazıması...”
Astana’da “Suriye’de ateşkes için” Türkiye, Rusya ve İran ile Esad
rejim temsilcilerinin, radikal İslamcı terör örgütleri hariç
Suriye’de savaşan örgütlerin toplanması... Böylece ABD’nin devre
dışı kalması, oyun kurucu aktör rolünü, Rusya’ya kaptırmanın
eşiğine sürüklenmesi...
PKK/PYD’nin Türkiye’nin Kuzey sınırı boyunca Akdeniz’e uzanmayı
hedefleyen “koridor” planı da böyle bozulmuştur.