Güneri Civaoğlu Milliyet Gazetesi

Darbeler... CHP... Gerçekler

15 Tem-muz “darbe kalkışmasına  karşı milletin ve yurtsever  Atatürkçü asker, polis çoğunluğunun Fetö darbecilerini diz çöktürüşleri” anılmakta. 15 Temmuz şehitlerini ve...

13 Temmuz 2017 | 844 okunma

15 Tem-muz “darbe kalkışmasına 
karşı milletin ve yurtsever 
Atatürkçü asker, polis çoğunluğunun Fetö darbecilerini diz çöktürüşleri” anılmakta. 15 Temmuz şehitlerini ve gazilerini şükranla, saygıyla anıyorum.
Bu kalkışımı ve darbecileri yürekten lanetliyorum.
.....................
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun öncülük ettiği “Adalet Yürüyüşü” ile “15 Temmuz ihanetinin” ve “milletle birlikte yurtsever Atatürkçü asker, polis çoğunluğunun sağladığı demokrasi zaferini” anma haftası ardarda yaşanınca,  “CHP nerede, adalet ve demokrasi nerede” söylemleri gündeme geldi.
“CHP’nin tarihi boyunca darbecilerin yanında olduğu” iddiaları havada uçuşuyor.
Bu bağlamda “Türkiye’nin darbeler tarihi sayfalarında bir yolculuk yapalım.”
.....................
Önce...
Cumhuriyet tarihinin ilk “askeri darbesi...”
İktidarda 10 yıldır DP(Demokrat Parti) vardı. 
Partinin kurucuları Celal Bayar Cumhurbaşkanı, Adnan Menderes Başbakandı.
27 Mayıs 1960’da her rütbeden 37 subayın oluşturduğu -kendilerine “MBK (Milli Birlik Komitesi)” diyen- bir cunta yönetime el koydu.
Başta Bayar ve Menderes olmak üzere bütün DP bakanları, milletvekilleri ve örgüt ileri gelenleri tutuklandılar.
DP kapatıldı.
CHP’ye ise dokunulmadı.
Bu nedenle “CHP’nin cuntayla birlikte bu darbeyi yaptığı” yolunda yorumlar yapılıyordu.
Peki ya gerçek?
CHP Genel Başkanı İsmet İnönü “27 Mayıs’ın ne içindeyiz, ne de dışında” demişti.
Sonraları İsmet Paşa’nın damadı, döneminin en güçlü yayın organı AKİS’in sahibi ve başyazarı Metin Toker bu söylemi şöyle açıklamıştı:
27 Mayıs’ın hazırlanması ve silah dayatmasıyla gerçekleştirilemesi aşamasında CHP yoktu.
Paşa daima meşruiyetin ve demokrasinin yanında olmuştur.
Türkiye’yi çok partili demokrasiye geçiren de tek partili dönemin “milli şef” diye anılan Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ydü.
Asker ihtilalinin içinde ne İsmet Paşa, ne de onun başındaki İsmet İnönü olabilirdi.
“27 Mayıs’ın içinde değiliz” söyleminin anlamı budur.
“27 Mayıs’ın dışında değiliz” söylemine gelince.
27 Mayıs’ı yapan asker “yeni Anayasayı özgürlüklere, laikliğe, insan haklarına dayalı sosyal hukuk devletini” yapılandırırken siyasi tecrübe birikimine sahip bir sivil kadroya ihtiyacı vardı.
İşte ağırlığını CHP’lilerin oluşturduğu “Kurucu Meclis’in” biran önce yeni Anayasa’nın hazırlanması ve en kısa zamanda genel seçimlere gdidilerek demokratik rejime geçilmesi için “entellektüel boşluk” CHP tarafından dolduruldu.
Yani...
CHP silahlı müdehale sürecinde 27 Mayıs’ın içinde değildi ama “demokrasiye geçmek için Kurucu Meclis’in oluşması, yeni Anayasa’nın yapımı, seçim kanunu” gibi önemli ve duyarlı süreçte “27 Mayıs’ın dışında da kalmamıştı.” 
İsmet Paşa’nın Kurtuluş Savaşı’ndan, Cumhuriyet’in kuruculuğundan, Atatürk’ün Başbakanlarından olmasının asker üzerindeki ağırlığı, demorkasiye geçiş için önemliydi. Hatta...
Hemen seçimlere gitmemek bir süre daha yönetimde kalmak taraftarı olan 14 MBK üyesi subayın, diğerleri tarafından saf dışı edilmesi, farklı ülkelere sembolik diplomat gönderilmelerinde de İsmet Paşa’nın “biran önce demorkasiye geçmekte sayısız fayda vardır” dayatmasının rolü yatsınamaz.
İDAMLAR 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Netanyahu ve Samson sendromu 19 Mayıs 2024 | 117 Okunma Yüce iddia 17 Mayıs 2024 | 155 Okunma Aranıyor Yahya Sinwar 15 Mayıs 2024 | 206 Okunma 1 milyon Knesset’i kuşatırsa... 12 Mayıs 2024 | 120 Okunma Gizli anlaşma 10 Mayıs 2024 | 269 Okunma