Bu hafta sinemalarda göz pınarlarınızı kurutmaya aday bir aşk
filmi var: 'Acı Tatlı Ekşi'. Film, çocukluk arkadaşı olan 'Duygu'
ve 'Murat'ın üniversitede başlayan ve yıllara uzanan aşk hikayesini
anlatıyor. Yönetmen Andaç Haznedaroğlu'nun muhteşem görüntüleri;
popüler filmlerin de sanatsal görüntülerle çekilebileceğini
gösteriyor. Su gibi akıp giden bir senaryosu olan filmi, yönetmeni
Andaç Haznedaroğlu ve başrol oyuncusu Özge Özprinçci'yle
konuştuk...
ANDAÇ HAZNEDAROĞLU: Başta senaryoyu Buğra Gülsoy'un
yazdığını bilmiyordum. En büyük sürpriz o oldu. Metni ilk
gönderdiğinde özellikle bilinsin istememiş ve adını yazmamış.
Senaryoyu okuduğumda çok etkilendim. Benim çok iyi bildiğim,
neredeyse başımdan geçen bir hikayeydi. Bir süre teksti kapattım ve
kalakaldım, sonra kabul ettim. Birlikte çok iyi bir
yönetmensenarist ilişkisi geliştirdik.
ÖZGE ÖZPİRİNÇCİ: Ben de çok etkileyici buldum.
Beni zorlayacak sahneleri hayal ettim ve 'Mutlaka bu işin bir
parçası olmalıyım' dedim. Yönetmenimizle üç ay devam eden çok
tatmin edici bir hazırlık süreci geçirdik.
Ö.Ö.: Ailesini kaybetmiş, tek başına yaşayan son derece
güçlü ve cesur bir kız 'Duygu'. Hayatında her şeye rağmen sırtını
dayayabileceği 'Murat' var. Bir araya geldiklerinde birbirlerini
tamamlamış gibi hissediyorlar. Biri olmayınca diğeri, hep yarım
kalıyor. O yüzden kendisinden bile çok kolluyor 'Murat'ı.
A.H.: Bazı oyuncular vardır; yok 'Havuza atlamam', yok 'Su
soğuk' vs. der. Özge ve Buğra daha iyisini yapmak için çok çaba
sarf etti. Defalarca tekrar yaptık o sahnede. Setteki herkes çok
iyi bir iş yapmak için yola çıktı. Birlikte çok zaman geçirdik,
inanılmaz çalışkan bir ekiptik. Benim istediklerimin üstünde iş
çıkardılar. Tüm ekibe minnettarım. Özge ve Buğra da bize her zaman
daha fazlasını getirdi.
Ö.Ö.: Film fedakarlıktan daha çok, her şeyde olduğu gibi,
sevginin de emek istediğini gösteriyor. İnsan sevdiği için bir sürü
şeyi göze alabilir. Tabii ki ben de sahip olduğum her şey için emek
harcadım.
AŞK ENGEL TANIMIYOR
A.H.: Üniversitede final sınavlarını bırakıp başka şehre
gitmiştim. Bir yılıma mal olmuştu. O yaşlarda fedakarlıkla delilik
aynı kefedeydi. Ö.Ö.: İlişkime sahip çıkmak için birçok şeyi göze
alabilirim. Bence bunun bir sınırı yok. Ancak karşılıklı
hissettiğin zaman bunun bir anlamı oluyor yani aşk engel
tanımıyor.
A.H.: Biz bu çağın aşkını anlattık. Şu anda 'Selvi Boylum
Al Yazmalım'ı gençlere izletemezsiniz. Bizim filmin de teması aynı
ama şu anda hayatın hızı değişti. Bu filmle izleyiciyi
yakalayacağımızı düşünüyorum. Görsel ve çok dinamik bir film.
Ö.Ö.: Filmin duygusu çok yüksek. Komedi
filmlerinin yanında farklı bir alternatif. Son yıllarda
kaybettiğimiz ya da es geçtiğimiz birçok duyguyu hatırlatan klasik
bir aşk filmi.
A.H.: 'Aşk Zamanı-In the Mood for Love'.
Ö.Ö.: 'Okja'. Herkese tavsiye ediyorum.
A.H.: Dünyada kadın başrolü olan filmleri çekmek sadece
'art house' dediğimiz türde mümkün oluyor. Ana akım sinemada
'Oceans 8' serisi bunu değiştirir umarım. Ben kadın filmleri
çekmeye devam edeceğim. Yönetmen olmamdaki tek amaç buydu; kadın ve
çocuk meselesini anlatmak.
Ö.Ö.: Sinema projelerinin her aşamasında daha çok
kadına ihtiyaç var. Cesur hikayelere, onları çekecek cesur
insanlara ve tabii ki bunu oynamaktan asla çekinmeyecek yürekli
oyunculara ihtiyaç var. Dünyanın her yerinde kadınlar susturulmaya,
baskılanmaya çalışılıyor. Kadınlar içlerindeki gücü fark etse
aşamayacakları engel yok.
BENİM İÇİN AŞK YANMAK DEMEK