Bir yemeği sadece tatmakla kalmayıp, sahne arkasındaki özeni
hissettiğiniz o an... Işıklar, tabaklar, kelimeler ve sessizlik
bile bir koreografiyle sunuluyorsa, hoşgeldiniz fine dining
dünyasına. Evet bu dünyada her detay bir mesaj taşır. Ne
giyeceğinizden nasıl davranacağınıza, hangi soruları sormanız
gerektiğinden, yemeğe nasıl dokunmanız gerektiğine kadar her adım
bilinçle atılır. Şefin tabağa koyduğu malzeme kadar, sizin o tabağa
nasıl yaklaştığınız da deneyimin parçası. Bu yüzden fine dining
yalnızca elit bir yemek tarzı değil, farkındalığı yüksek bir
yeme-içme kültürüdür.
İstanbul ve Bodrum gibi gastronomi merkezlerimiz, çoktan Michelin
yıldızlarını hak eden restoranlarla doldu. 2024 yılında en çok
Michelin yıldızlı restorana sahip ülkeler listesinde zirvede
Fransa, Japonya ve İtalya var. Ama Türkiye de o listeye adım adım
yaklaşıyor. Şeflerimiz her geçen gün yeni teknikler öğreniyor,
tabaklarını dünya standartlarında sunuyor, sınırları zorluyor.
Ancak sadece şeflerin değil, tüm sistemin gelişmesi gerek:
iletişim, , açıklama, rehberlik... Fine dining'e gelen herkes uzman
değil; ama herkes bilgilendirilebilir.
Türkiye'de fine dining'e gitmek hâlâ bir "yüksek...