Yeşilçam'ın efsanevi kraliçesi Filiz Akın; her zaman asil, naif,
doğal ve hâlâ unutulmaz Yeşilçam filmlerindeki kadar güzel...
Sinema kariyerine 117 film sığdıran Akın'ın her sözü ayrı...
Yeşilçam'ın efsanevi kraliçesi Filiz Akın; her zaman asil, naif,
doğal ve hâlâ unutulmaz Yeşilçam filmlerindeki kadar güzel...
Sinema kariyerine 117 film sığdıran Akın'ın her sözü ayrı bir
tecrübe, ayrı bir ders... 2002 yılında kansere yakalanan usta
oyuncu, gördüğü tedavinin ardından bu hastalığı yenmişti. Son
rahatsızlığı nedeniyle yedi ayı hastanede geçiren Akın, kulak
enfeksiyonu nedeniyle altı saat süren ciddi bir operasyon geçirmiş.
Kulak zarı dahil, kulak içindeki tüm hasarlı dokuları aldıran Akın,
bir kulağının artık duymadığını söyledi. Yaşadığı zor süreci,
ailesi ve sevenlerinin dualarıyla atlatan ünlü yıldız, önceki gün
Üsküdar Belediyesi'nin Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi'nde
düzenlediği Pelin Çift ile Yeşilçam Söyleşileri etkinliğine
katıldı. Akın, karşımıza eskisi gibi, hatta daha da umut dolu
çıktı. Efsanevi aktrisi, etkinlik sonrası kuliste ziyaret ettim.
Beni harika gülüşüyle karşıladı, elimi tuttu ve "Ben iyiyim" dedi.
Sohbet sırasında zaman zaman gözleri dolan Akın, Sadri Alışık'tan
bahsederken "Onu çok özledim" dedi. İşte ünlü oyuncunun
anlattıkları:
Kırılgan bir sağlığım var. Yedi aydır hastanedeydim. Kalabalık
yerlere girmemem gerekiyor. Kulağımdan altı saatlik bir ameliyat
oldum. Kulak zarımı aldılar, artık bir kulağım duymuyor.
'İDOLÜM BELGİN DORUK'TU' Asıl
adım Filiz, göbek adım ise Suna... Keşke adım Suna olsaydı çünkü
ben adıma benziyorum; filiz gibi kırılganım.
Sinemayı bırakma kararını kendim aldığım için bu beni rahatsız
etmedi veya özlem duymadım. Sinema beni bıraksaydı, bu benim için
bir travma olurdu.
Sinemada idolüm Belgin Doruk'tu. Saçlarımın sarı olması, sinema
için dezavantajdı. Diğer başrol oyuncularının saçları hep koyu
renkliydi. Sarışınlar ise vamp roller oynuyordu. Benim masum kadın
rollerini oynamamdan sonra bu algı kırıldı. Gerçi sarı saç
meraklısı değilim ama koyu renge boyatınca ışıksız oluyorum; keşke
yakışsaydı... Dört
yapraklı yonca (Hülya Koçyiğit, Türkan Şoray, Fatma Girik) olarak
birbirimize çok düşkünüz; bir gün bile aramızda münakaşa olmadı.
Karşılaşınca birbirimize, 'Aman üşütme' falan diyoruz. Biz hakiki
kardeş gibiyiz. İçimizde hâlâ Yeşilçam'a özlem var.
'BUGÜNÜN SİNEMASI MUHTEŞEM'
Günümüzde sinemayı muhteşem buluyorum. Dünya standartlarını
yakaladığımız bir sinemamız var. Yeşilçam'la başlayan bu süreçte,
biz de bir dönem bayrak taşıdık ve bayrağı teslim ettiğimiz yerden
çok daha güzel yerlere geldik. Yeni oyuncular, gençler hepsi
eğitimli. Mehmet Günsür ilk filminde benim oğlumu oynadı. Çok
başarılı bir oyuncu, onu en son 'Fi'de izledim. Oğlumla (İlker
İnanoğlu) oynadığım filmler çok zordu çünkü çok yaramazdı.
'SADRİ ALIŞIK'I ÇOK ÖZLEDİM" Sadri
Alışık, hakikaten bir fenomendir. Bir an gülerken, birden başka bir
şey söyler ve ağlamaya başlardınız. Şimdi öyle aktörler var mı
bilmiyorum. "Bu da mı gol değil!" dediği meşhur sahneyi
hatırlarsınız. O bölümde rolümüz yoktu, onu izliyorduk. Başladık
hep birlikte ağlamaya. Çekim bitti, bize döndü ve "Ne var, niye
ağlıyorsunuz?" dedi. Öylesine rolün içine girmişti ki, muhteşemdi.
Her düşündüğümde gözlerim dolar. Oyuncu olarak bu kadar renkli ve
oynadığı her şeyi seyirciye aktarabilen bir insan dünyada azdır.
Onu çok özledim. İnsan
hata yapmadıkça anlamıyor; bütün hataları yapmak için hayat o kadar
uzun değil. Hayatımın romanını yazmak istemem ama kısa kısa notlar
halinde paylaşmak isterim bir gün. Gerçi gitgide robotlaşıyoruz; bu
anlattıklarım bile demode olacak.
FULARINI VERDİ
Filiz Akın, UCİM-Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele
Derneği'ne iletmem için bana en sevdiği fularını verdi. Fular, 26
Nisan'da Watergarden İstanbul'da gerçekleşecek Önce Çocuk
sergisinde dernek yararına satışa sunulacak. Akın, "Çocuklarımız
için farkındalık yaratabilirsek ne mutlu" dedi.