Pandemiyle ilgili kaygıların tavan yaptığı tarihi günlerden
geçiyoruz. Uyku bozuklukları, tükenmişlik duygusu, öfke eğilimi ve
en yenisi de eko- kaygı. "O da ne?" dediğinizi duyar gibiyim.
Ekolojik kaygılardan bahsediyorum.
Çevresel sorunlara karşı duyulan umutsuzluk, çaresizlik bu kaygının
temelini oluşturuyor. Birçok kişinin yaşadığı bu duygunun altında
yatan faktörlerden biri de "Ya susuz kalırsak?" endişesi.
Bayramda yazlık yerlerdeki su kesintileri de bu kaygımızı iyice
tetikledi, birçok insan kendisini psikolojik olarak kötü hissetti.
Covid- 19'a karşı iki doz aşımızı olduk, peki kaygı salgınına karşı
nasıl bir önlem alabiliriz? Hem kaygılarımızı azaltmak hem de
gezegeni kurtarmaya yardımcı olmak adına işe çok az su kullanmaktan
başlayabiliriz.
Çünkü zaten eğer su tasarrufunda bulunmazsak ağustos...