Yeni nesil Metin Akpınar-Zeki Alasya olarak tanımlanan Ahmet
Kural ile Murat Cemcir, önümüzdeki günlerde 'Ailecek Şaşkınız'
filmi ile seyirciyi güldürecek.
Mizahlarıyla Türk sinemasına yön veren ikiliyle; Taksim CVK
Hotel'de buluşup yeni filmlerini, canlandırdıkları karakterleri ve
seti konuştuk...
MURAT CEMCİR: Fragman iyi tıklanma yaptı ama rekor kırmadı, öyle
demeyelim.
(Gülüyor) Önemli olan fragmanın değil, filmin çok izlenmesi
zaten.
M.C.: Aileyle beraber izlenebilecek, konulu bir film bekliyor.
(Gülüyor)
AHMET KURAL: Bugüne kadar yaptıklarımızdan çok farklı bir film
oldu. Filmde benim canlandırdığım 'Ferhat'ın değişimini, aile
ilişkilerini, aşkını anlatıyoruz. İyiliğin karşılığının yalnız
iyilik olduğunu da görüyoruz.
ÇEKİMLERDE BENİ AT KAÇIRDI
A.K.: Onu da devam ettirmek istiyoruz ama yeni bir şey yapmak
istedik.
M.C.: Bu film de çok seyirci yaparsa belki bu filmin de ikincisi
olur.
A.K.: Adı da hazır: 'Ailecek Şişkiniz'.
(Gülüyor)
Nasıl oldu bu?
A.K.: Konuralp Koçoğlu sayesinde ikimiz de dünyaya döndük. Sahne
öncesi bile çalıştık, yani hiç kolay olmadı o baklavalar.
M.C.: Ben daha güzel yemek için yapıyorum sporu; tarhana için,
mercimek için...
Kaç tekrarda çekildi sahne?
A.K.: Evet efendim, Cengiz Bozkurt'u öptüm. "Kurallarım var" dedim
ama dinlemediler arkadaş. Düşünsene; bugüne kadar hiçbir filmde
kimseyle öpüşme, gel suni teneffüs sahnesinde Bozkurt'u öp. Hiç
uzatmadık, tek seferde çektik, bitti.
A.K.: At kaçırdı beni; arabayı geçti, kamerayı filan. Spor
yapmasaydım o atın üzerinden kesin düşerdim. Düşsem
paramparçayım...
At yarış atı bir de. Filmde de kullandık o sahneyi. Suratım
bembeyazdı.
M.C.: Beyaz suratlı prens oldu Ahmet; kıyafetiyle aynı renkti
suratı. Arabayı geçer mi at ya; düşünsenize kamerayı geçti gitti.
At bana söylemişti ama 'Bak birazdan Ahmet'e ne yapacağım?'
diye.
A.K.: Atlara fısıldayan adam tabii...
M.C.: Tabii sürekli bir aksiyon vardı sette.
Biz filmin yönetmeni ve senaristi Selçuk Aydemir ile güreştik
mesela. Güç gösterisi yapmak istedi kendisi, kündeye getirmedim ama
onu insanların içinde ayıp olmasın diye.
Ahmet, yemek yapacağım diye sürekli elini kolunu kesti mesela.
A.K.: Yemek pişirme, alev çıkarma; onları öğrendim işte. Yemek
yapmayı zaten biliyorum
M.C.: Eskiden tepsiye patatesi koyar fırına atardı, şimdi baya baya
güzel yemek yapıyor.
FİLMDE KADIN DÜNYASI ÖN PLANDA
A.K.: Acayip güzel resimler var filmde.
Görüntü yönetmenimiz Gökhan Tiryaki ile sette spor yaptık.
M.C.: Saadet (Işıl Aksoy), "Ömrümde çalıştığım en sportif ekipti"
dedi.
M.C.: Özel gösterimler yaptık biz filmin başlarında. Bir ev sahnesi
var, sekizinci ve onuncu dakikada izleyici başlıyor gülmeye; o
finale kadar artarak gidiyor. Hele ikinci yarı ölüyoruz gülmekten.
İlk defa bir filmimizi kadınlar çok sevdi.
Filmlerimiz hep erkek dünyasıydı ya; bu defa Selçuk, kız babası
olduğu için sanırım, çok fazla kadın karakter yazmış. Kadın dünyası
çok var filmde.
A.K.: Evet, kına yakacaklar var. Eğer isterlerse 250 gram. kınamız
var, verebiliriz.
M.C.: Bende de var 250 gram, isteyene yarım kilo kadar
verebiliyoruz, isteyene yakarım da. (Gülüyor).
A.K.: Bu arada ayrılmak da istiyoruz, ben ayrı bir dizi yapmak
istiyorum mesela.
A.K.: Cannes diye sesimi çıkarmadım.
Şaka bir yana, bize ayrı ayrı çok iş teklifi de geliyor. Bizi ayrı
ayrı deneyen yapımcılar da oluyor mesela.
M.C.: Mesela beni yıllar önce X bir yapımcı aradı, teklifini kabul
etmedim. Kapattı telefonu, sonra Ahmet'i aradı; aynı rolü ona
teklif etti.
A.K.: O kırıldı artık; kadınlar çok güzel işler yapıyor.
M.C.: Kadın her şeydir. Ne kadar çok kadın varsa, ortam o kadar
kaliteli olur, sen de o kadar da başarılı olursun. Gülse Birsel,
Gupse Özay, Ezgi Mola; çok güzel filmler yaptılar.
BU POZ İÇİN BECKHAM'DAN
ESİNLENDİM
A.K.: Doğuştan çok esnek o.
M.C.: Victoria Beckham'ı çok beğeniyorum, Instagram'da da takip
ediyorum.
Bu pozu gördüm orada, 'Benim de yapmam lazım' dedim.
Arkamda inek vardı; güzel poz olmadı mı?
M.C.: Aslında 'Saadet'in bir dövüş sahnesi var filmde. O sahne
çekilirken ben de geyik olsun diye "Bak, ben de tekme atarım" diye
öyle poz verdim.
Çok esneğimdir, ama karakter olarak da öyleyim.
(Gülüyor)
AFRİN, EMPERYALİZME KARŞI BUGÜNE KADAR YAPILMIŞ EN GÜÇLÜ
MÜCADELE
M.C.: Afrin benim için emperyalizme karşı bugüne karşı yapılmış en
güçlü mücadele. Mehmetçiğin sonuna kadar yanındayız, arkasındayız,
dualarımız onlarla.
A.K.: Kapımıza kadar gelmiş adamlar, onlara git demek lazım. Çok
yerinde, doğru bir operasyon. Mehmetçiğin yanındayız,
arkasındayız.
30 KEZ TOKAT YEDİM, SURATIM MORARDI
M.C.: Selçuk'un beni ne kadar sevdiğini o gün anladım, hiç
sevmiyormuş valla. Saygımdan beri seti bırakıp gitmedim ama hep
yedim o tokadı.
A.K.: Suratı morardı ya, o derece...
M.C.: Ödem oldu gerçekten yanağım. 30 defa tokat yedim...