Fuat Uğur Türkiye Gazetesi

ürgünde Kürt lider olmak istiyor?

Böylesine kışkırtıcı olabilmenin, yalanları üst üste koyup üzerine çıkarak siyaset yapıyor görünmenin bir faydası olmayacağını o da biliyor. Konuşurken büzüşen...

24 Aralık 2015 | 199 okunma

Böylesine kışkırtıcı olabilmenin, yalanları üst üste koyup üzerine çıkarak siyaset yapıyor görünmenin bir faydası olmayacağını o da biliyor.
Konuşurken büzüşen dudaklarının kenarında beliren sahtekâr ifadenin arkasındaki hesabı sadece kendisinin bildiğini sanıyor olması da yumuşak karnı.
Her türlü herzeyi yedi. Kobani en son olanıydı. Şimdi hendekler, barikatlar ve roketatarlarla cami-okul kundaklamalarını kutsayarak önüne konan projeyi noksansız uyguluyor. Keşke o projede kendisine gelecek olmadığını görebilse ve zavallılığının farkına varabilse. Türkiye’de bırakacağı "eş kafadarı" nasıl olsa bulduğunu düşünüyor olmalı ki “Sürgünde Kürt lider” olmaya hazırlanıyor. Baktı ki o kadar kolay olmuyor, tüm sinir uçlarıyla oynayarak, “gençler” dediği teröristlerin kullandığı bombaları, mayınları, roketatarları “hafif silahlar” diye tanımlayarak, Rusya’yla iş birliğine girip ihanetin katmerlisini yaparak mağdur edilmek istiyor.
Dersini ezber etmiş, yalayıp yutmuş belli ki.
Üç yıl evvel Sabah Ekonomi Müdürü Şeref Oğuz’un Kaçkarlar’daki yayla evine gidip bir hafta kalmıştım. Güzel ve hoş bir tecrübeydi. Şeref, ikinci gün çakısıyla yontup üzerine ismimin baş harflerini yazdığı asayı elime tutuşturarak “Bugün mantar toplamaya gideceğiz, bu asayı elinden bırakma, sis bastırabilir. Birbirimizi kaybetmeyelim” dedi. İtiraf edeyim, zehirli mantar korkusuyla hayatım boyunca doğal mantar yemedim. Bu korkumu ona da söyledim. Şeref zehirli mantar ile zehirli olmayan arasındaki farkları anlattı. Toplamaya başladık. Eve dönerken “Bak, bu mantarların yanına üç dört adet de zehirli mantar alacağım. Evde zehirli mantar ile olmayanın nasıl ayırt edildiğini bir başka test ile sana göstereceğim” dedi.
Eve geldiğimizde anlayamadığım bir nedenle komşunun ahırına gittik. Şeref komşudan izin isteyerek zehirli olmayan beş altı mantarı ahırdaki ineklerden birinin önüne koydu. İnek afiyetle yedi. Daha sonra zehirli olanları ikram etti. İnek kokladı ve başını çevirdi. Yemedi mantarları.
İnekler zehirli olanı ve olmayanı ayırt edebilmeyi biliyordu içgüdüleriyle.
İnsanlar da iyiyi kötüyü, ahlaki olanı ve olmayanı, zararlı ve zararsızı diğer canlılardan farklı olarak akıllarıyla, vicdanlarıyla, ahlaki duruşlarıyla kavrayabiliyorlar ve birbirinden ayırt edebiliyorlar. Onlara düzgün karakterli insanlar diyoruz.
Selahattin Demirtaş’ta bu saydığım özelliklerden en az birinin olmasını dilerdim.
Bu sebeple “Seni sürgündeki Kürt lider yaparız gerekirse, çekinme, bastırdıkça bastır” diyenlerin önüne attığı yemi kayıtsız şartsız yutması, haince katledilen insanları bir çöp olarak görmesi, onun insani değerler skalasındaki yerine de işaret ediyor.
Hep birlikte ürettikleri anomide kaybolan Selahattin Demirtaş’ın bilmediği şu; Kendisi çoktan sürgüne gitti. Onlara oy veren insanlar dâhil, milyonların kalbinde sürgün şu anda.
Fark edemediği bu.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
ZipZop Üniversitesi ve Rektör Zülfikâr’ın son icraatı! Yeter ki iste; sadece yatay değil her türlü geçiş var… 25 Ağustos 2025 | 3.481 Okunma O meczup “Ekrem başkanım plağın öbür tarafını taktı” deyip bana saldırır mı? 21 Ağustos 2025 | 3.391 Okunma İBB Soygun çarkının gönüllü vidanjörü Özgür Özel’in çıkmazı! İmamoğlu’nun cezaevinden çıkacağı tarih 18 Ağustos 2025 | 3.009 Okunma İzler eşeğe ait ama akıl Fadime’nin… Murat Kapki’nin (F)adimesi kim? 15 Ağustos 2025 | 4.548 Okunma “Kültürel iktidar” diyorsanız önce sanatçınıza sahip çıkacaksınız! Şükriye Tutkun’un isyanı 12 Ağustos 2025 | 2.141 Okunma